Wednesday, September 18, 2013

Sinking of the Titanic and the Great Sea Diseasters~

@ 6:23 AM 0 comments
Sahilde okudugum kitaplara devam...
Hava artik eskisi kadar sicak degil. Gol kiyisi cok daha ruzgarli ve cok daha serin, uzerime mont bile giysem sahilde kitap okumak suan hayal gibi
Ve ben o gunleri $imdiden coook ozluyorum.

f2f0724f-656e-43ef-bbb9-be299214c192

Gecen sene Titanik'in batisinin 100. yili nedeniyle Amazon'un ana sayfasinda gormustum.  
Titanik battiktan sonra hemen hemen ilk yazilmis kitaplardan bir tanesi olmasi nedeniyle merakimi cezbetti.  Hemen ( buradan ) indirdim ama okumam bu zamani buldu.

Titanik'in bati$ina taniklik etmi$. Gemidekileri taniyan, ve sonrasinda onlari dinleyerek hikayeler toplami$ bir yazarin kitabini okumak gercekten harikaydi. 
 Ki$isel hikayeler anlaminda bazi "ozel" yolcularin kimliklerine, neler yaptiklarina, ve siradisi cesaret ve olaganustu kurtarma hikayelerinin yani sira teknik detaylara, carpma anina, yapilan muhtemel denizcilik hatalarina da yer verilmi$.

$imdiden soyleyeyim pek cok $ey filmlerindekinden farkli.

Ozellikle Kaptan Smith'in gercek olum hikayesi coook cok farkli. Okuyunca $ok oldum ama tabi hic ugrasmayin spoiler vermeye niyetim yok. Okuyun kendiniz gorun :)

Bu kitaptan sonra Titanikle ilgili kitaplar daha bir dikkatimi cekmeye basladi.
Titanik'in Leonardo Di Caprio'lu Kate Winslet'li filmi bile beni bu kadar Titanik meraklisi yapamamisti.

titanic love stories



En son kitapcida Titanik'deki 13 balayi ciftinin hikasini gordum. Henuz almadim ama almayi du$unuyorum. Muhtemelen print versiyonunu alicam. Cunku malesef kindle versiyonda fotograflar yok :(

Monday, September 16, 2013

Fimo yufkali borek~

@ 10:47 PM 4 comments
fimo borek
En sevdigim borek elde acilan carsaf boregidir. Onun tadini hic bir seye degismem ama yogurmasi acmasi derken cok ugrastirdigi icin her zaman yapamiyorum. Hele hele bu aralar ta$inma i$leri nedeniyle cok me$gul oldugum icin vaktim ve enerjim hic olmuyor.

Gel gelelim, i$tah ba$a bela!
Ne vakitsizlik dinliyor ne me$guliyet :)

Yine oyle i$tahli bir gunumde, ta$inma nedeniyle uzun zamandir market ali$-veri$i yapmadigim icin buyuk olcude bo$ olan buz dolabimiza nereden ne cikarabilirim diye bakiyordum ki...

Ne goreyim?
Buzlukta fimo yufkalar bana goz kirpiyor.

$uan Turkiye'de var mi bilmiyorum, eskiden yoktu. Bizim bildigimiz baklava yufkasina benziyor. Arada sirada baklava yapmak icin aliyorum. O sebepten almis ve buzluga atmis, sonrada unutmus olmaliyim.

Neli yapacagima karar vermemse, hic zor olmadi cunku zaten sadece bir kucuk kalip peynir vardi. :)

Biraz karabiber, biraz taze sogan ve madonozla karistirdim.
Gozume az gozuktu.
Dolapta kucuk bir tasta yogurt mayalamak icin sakladigim az bir yogurdum vardi.

Bo$ ver dedim kendime.
Bu vaziyette yogurt mayalayacak halim yok (ki yogurt mayaladigim tencereyi pek cok mutfak esyasiyla birlikte kutulayip yeni eve gonderdim bile), ta$inirken yanimda azicik yogurt mayasi goturecek halim de yok.
En guzeli onu da karistirmak.

Sonra fimo yufkayi uzun dikdortgen parcalar halinde kestim.
Bir uca ici yerle$tirdim.
Kenarlardan kivirip, yuvarladim gitti.
Yufka cok cok ince oldugu icin 4-5 kati beraberce sardim.
Yanyana yerlestirip, uzerine yumurta sarisi, susam,
sicak firinda 175 C'da 20 dakikada citir citir pisti.

Sonuc bence ba$ariliydi. Pek guzel gitti.

Sabah sevgili i$ yerine de goturdu. O da pek begenmi$.

Ke$ke hep boyle az ugra$tiran tatlari sevsek ne guzel olur dimi?




Sunday, September 15, 2013

Asrin mucizesi Hindistan cevizi yagi~

@ 10:17 PM 5 comments

Burada  saclarima nasil iyi geldigini anlatip, bulundugu yuzyilin bulu$u olduguna dusundugumu yazmistim. Cildimi guzellestirmesiyle asrin mucizesine terfi ettirdim. :)

Nasil kullandigima gelicek olursak;

organic virgin coconut oil

Sacima surdugum gecelerden sacimdan yuzume bulasanlari saymamakla beraber haftada 2 gece yatmadan 1 saat kadar once yuzumu yuz yikama jelimle temizledikten sonra 4-5 damla kadar yagi direkt yuzume ve boynuma suruyorum.  Sabaha kadar yuzumde kaliyor. 
Cildim yagli, hatta donem donem sivilceli olmasina ragmen fazladan yaglandirma yada sivilcelendirme gibi bir olayi yok. Aksine belki biraz azaltmis bile olabilir.

Surdukten sonra ellerimi yikamayip tenim eminceye kadar hic bir yere degmiyorum. Hatta genellikle i$i garantiye almak icin plastik eldiven giyiyorum. Zaten 15-20 dakikaya kalmadan ellerime hic bir sey surmemis gibi hissediyorum. Ellerim pamuk gibi oluyor.

Bekleyemeyecegim zamanlar icin vazelinin 350 gramlik battal boy vucut losyonunun icine 1 cay bardagi kadar karistirdim.  Direkt surmeye nazaran daha az etkiler belki ama hic yoktan iyidir. 

Cildime ve sacima surdugum gunlerde ilk yarim saat surekli burnum akiyor. Sonra burnumun akmasi suruyor.
Ilk baslarda alerjim var sandim. Neticede tropikal bir meyva ve alerji yapiyor olabilir dedim kendime. 
Sonra anladimki bazen daha az bazen daha cok akiyor burnum.
Bir zaman sonra farkettimki sinuzitime iyi geliyor. Burnum bir muddet $aril $aril akiyor belki ama ne ba$ agrisi ne bir $ey kalmiyor. Bombo$ ve saglikli sinuslerle mutlu mutlu yasiyorum. 

Dedigim gibi alerjik bir bunyem oldugu icin deterjanlar falan alerji yapiyor. O yuzden bebek deterjani kullaniyorum. En son yumusatici yerine gecsin diye 5 litrelik sivi deterjanin icine 1 su bardagi hindistan cevizi yagi karistirdim. Ohh pek guzel oldu. Utulerim kolaylasti. 
Bunun icin tabiki organik yada cold press olmasina gerek yok ama cilt ve sacta ise yarayabilmesi icin organik ve cold press olmasina dikkat edin. 

Aramizda ba$ka kim hindistan cevizi yagi kullaniyor? Ne icin ve nasil kullaniyoruz? 
Bilmek isterim, payla$irsaniz mutlu olurum.

Thursday, September 12, 2013

Yaz indirimi ali$-veri$leri

@ 4:36 PM 2 comments
Yaz sonu indirimlerinden bir $ey alamazsa catlayanlardanim. 
Gecenlerde catlamamak icin kendimi magazalara attim. 

7ce4f77d-d84a-47eb-85c4-aa195988e4af

Kirmizi ve diger pek cok canli renklerdeki elbiseleri Amerika'da hep zencilerin uzerinde gordugum icin aslinda biraz mesafeliyim ama bu sefer cok begendim ve dayanamadim.

Sirtinin "cut out" trendine uygun olmasi, yuvarlak, halterimsi yakasi ve can inen etegine vuruldum.

Kumasinin krep olmasi negatif bir ozellik olsada zaten Chicago'da hava hic bir zaman cok sicak olmuyor. Dolayisiylahic bir zaman krepten rahatsiz olacak kadar terlemiyorum.

Onumudeki yaz ve kisin soguktan bunalip guneye gittigimizde  cok rahat giyebilirim. 

Miami'de denizden cikip uzerine bir elbise giyip, club/bar/vs. yerlere giden kadinlara hep ozenmisimdir. Bu elbiseyi o sekilde kullanabilecegimi dusunuyorum. 





Untitled
Sirada pek romantik dantelli elbisem var. 
Sanirim her sene boyle bir elbise aliyorum. Farkli renklerde benzerlerinden pek cok defa giymisimdir. 

Icinin pamuklu astari, olculu gogus dekoltesi ve eteginin dizin hemen uzerinde bitmesini sevdim. 

Yuksek dolgu topuklu, bilekten baglanan espadrillerimle daha spor bir hava verirken, sivri topuklu nude ayakkabilarimla klasik bir siklik yaratabiliyorum.


Boyle elbiselerin her duruma uydurulabilir ve her durumda $ik olabilir halini seviyorum.

Her iki elbiseyi de Forever21'dan aldim. 
Turkiye'ye en kisa zamanda acilmasini diliyorum. Turk kadini onsuz cok sey kaciriyor. Her gittigimde hem uygun fiyatli hemde guzel seyler buluyorum. 

591f7d94-9b4f-45f9-a9fb-a954a6833254

Ayakkabilarim me too'dan. 
Topugu, tabani her seyi cok rahat.
Simdiden bir cok kere giydim. 
Hem topuklu hem rahat ayakkabi arayanlara tavsiye ederim. 
Emin olun hayal kirikligina ugramayacaksiniz.





Tuesday, September 10, 2013

Bah, Humbug! (A Christmas Street Romantic Comedy Novella) ~

@ 9:40 PM 0 comments
Son zamanlarda cok sayida kitap bitirmeme ragmen hic birini yazmamis olmam ne kotu. Gerci fotograflari ve yazilari hazir olan, edit edip yayinlanmayi bekleyen postlara bile vakit bulamadigim gunler gecirdigimi dusunecek olursak normal.

Bu yaz sahile gittikce okumaya calistim. Ben malesef her buldugu boslukta okuyabilenlerden degilim. Sadece kitaba odaklanip oyle okumam lazim. Aksi halde hikayenin icerisine giremiyor kelimeleri okuyorum. Belki ana dilimde okuyor olsam oyle olmam bilemiyorum. Zamanla her boslukta kitap okuyabilen ve buna ragmen hikayeye girebilen bir okur olmak cok istiyorum. O tur insanlara cok ozeniyorum, umarim bir gun bende oyle olurum.
An itibariyle kitap-kum-gunes keyif halindeyim

En son Noel sezonunda yasanan romantik komedi tarzinda oldugu iddiasinda olan, fakat bana gore sadece bir adam, bir kadinin ve etrafindaki insanlarin Noel sezonu yasadiklarini konu alan hikayesini okudum.
Siradan insan hikayelerini sevdigim icin iddia ettigi gibi komik yada romantik olmadigi halde sevdim.
Kisa bir kitapti. Hatta fazla bile kisaydi. Hikaye biraz daha uzatilip gelistirilmeliydi. Bitirdigimde kafamda bir suru bosluk vardi.
Yine de bedava bir kitaptan cok $ikayet etmek olmaz sanirim. Her halukarda bir emek verilmis ama buliyorum ki, yazar $ohrete kavusuncaya kadar emeginin karsiligini pek alamayacak. Bari ovgu duysun garibanim.
Bo$luklara, hatta sacmaliklara ragmen kendisini okutan bir hikayeydi. Biraktigimda elime almakta hic zorlanmadim. Ayni yazarin ba$ka kitaplarini kesinlikle okumayi dusunurum.

Bu kitabi indirmek isterseniz buraya ,  diger okudugum kitaplari gormek icin buraya , kindle kitaplarinin bilgisayardan ve smart phone'dan nasil okunabilecegini anlattigim yaz icin buraya bakabilirsiniz.

Anne usulu kiymali taze fasulye~

@ 1:36 AM 0 comments
Hani bazi yemekler vardir; hazirlanmasi, yapimi kolay, ve malzemesinin bulunurlugu kolay, bildik ve sade ama bir o kadar da lezzetli, ne zaman olsa yenilebilir. I$te taze fasulye benim icin bu yemeklerden, kiymali, patatesli, zeytin yagli her turlu yiyebilirim.

Gecen gun yine yapmistim, yine severek yemistik. Sevgilim de cok begendi ve bunu illaki bloguna yazmalisin dedi.

Eminim herkes biliyordur ama bende annemden ogrendigim tarifi yazmak isterim.
Green beans
Malzemeler

1 kilo taze fasulye
yarim kilo kiyma
2 buyuk boy domates
2 kup seker
1 tutam tuz
1 cay kasigi karbonat
yarim cay bardagi zeytin yagi

Kiymali taze fasulyeyi  nasil yapiyorum?

1 kilo taze fasulyeyi temizleyip yikiyorum. Ben uzun uzun sevdigim icin cok kucuk parcalara bolmuyorum ama bolunebilir.

Fasulyeleri  kaynar suyun icine 1 cay kasigi karbonat atarak bir kenarda bekletiyorum. Bu sayede hem fasulyenin vitaminleri olmemis oluyor hemde fasulyeler yesilligini kaybetmiyor.

Bu esnada tencerede 1 bardak suyla yarim kilo kiymayi  suyunu yari yariya cekinceye kadar orta ateste pisiriyorum.

2 buyuk boy domatesi soyup kucuk kupler halinde dogruyorum.

Kiyma pistikten sonra fasulyeleri suzuyor ve domateslerle beraber tencereye ekliyorum.

Uzerine 2 kup seker ve 1 tutap tuzu ekleyip 10 dakika daha pisiyor ve altini kapatiyorum.

Yarim cay bardagi zeytin yagini ekleyip karistiriyor ve kapagini kapatiyorum.

Tatlarin birbirine sini$mesi icin 10-15 dakika bekledikten sonra yemege hazir oluyor. Ki ben bu esnada genellikle sofrayi hazirliyor oluyorum.

***

Sebzenin tazeligine gore pisme suresinin 10 dakika daha uzayabilecegini dusunuyorum.

Benim kullandigim kiyma hindi kiymasiydi -ki bence taze fasulye hindi kiymasinin yavanligini en iyi kamufle eden sebzelerden- bu yuzden yarim cay bardagi yag ekledim. Yagli bir kiyma olsaydi eklemezdim.

***


Monday, September 9, 2013

Yuzyilin bulu$u hindistan cevizi yagi~

@ 10:05 PM 1 comments
Iddia ediyorum, hangi yuzyilda bulunduysa o yuzyilin bulusudur hindistan cevizi yagi!
Bulandan, uretenden, agacini yetistirenden Allah bin kere razi olsun. Sacima, basima, yuzume, koluma bacagima her tarafimi yaga buladim, hala doyamadim.
Pek mutluyum kendisiyle :)

Aslinda cilt ve sac bakiminda dogal urunlere, dogal olmalarina ve zarar verme ihtimalleri kimyasallardan daha dusuk olmalarina ragmen, pek sans verme egiliminde biri degilim. Suslu ambalajli, fiyatlari 3 haneli rakamlarla anilan, markali guzellik urunlerine kesinlikle bayiliyorum ama malesef her zaman istedigim randimani alabildigim soylenemez. Dolayisiyla bir suredir dogal yaglari ve faydalarini bir suredir okuyordum.Pek cok blogda hindistan cevizi yagina rastlayinca daha fazla dayanamayarak, sans vermek istedim.

Faydalari saymakla bitmeyecek bu muhtesem yagin benim ilgimi cekmesinin nedeni bakterileri oldurme ve sacin icine nufuz edebilme ozelligi oldu.

Bu konuda pek cok kaynak okuduktan ve denemeden sonra maksimum faydalanmanin yollarini ogrendigim inancindayim.
coconut oil
Maksimum fayda saglayabilmek icin 2 onemli nokta:

1) Sacta uzun sure tutmak

ama oyle 3-5 saat degil, 18-20 saat hatta 1-1,5 gun gibi bir sure

2) kademeli olarak miktari arttirarak kullanmak

$oyleki; orta boy sac icin yarim cay bardagi kadar yagin yarisini diplerden uclara tarayarak yaydiktan ve uclarada yeterli miktarda yag geldiginden emin olduktan sonra 4-5 saat bekliyorum. Sacima dokundugumda sacimin yagi cektigini kesinlikle hissettigimi soyleyebilirim. Daha sonra kalan ceyrek cay bardagi yagi yine ayni sekilde yayiyorum. Toplamda en az 18 saat bekletiyorum.

Ilk saatlerde plastik bir bone takiyorum. Bazen bonenin uzerine tulbent de sardigim oluyor.
Fakat asla direkt olarak tulbent sarmiyorum cunku pamuklu bir kumas ve yagi emebilir.
Bunun olmasini istemeyiz. Tum yag sacimizin icine gecmeli.

Genellikle aksam uzerleri yaptigim icin 6-7 saat sonra, yatmadan once hem tulbenti hem boneyi cikariyorum. Ilk gunler yastiga yorgana yalasir bulasir sandim, o yuzden yastik, yorgan kilifi yikamaya hazirlamistim kendimi ama sonra baktim ki hic bir sey kirlenmiyor. Buna ragmen titiz bir insan oldugum icin ertesi gun nevresimleri degistiriyorum. Zeytin yagi gibi agir bir kokusuda yok. Hindistan cevizi kokusu bile hemen dagiliyor. Kokluya kokluya uyumak zorunda kalmiyorum. Sabah uyaninca 2 kere sampuanliyarak yikiyorum. Saclarim ipek gibi oluyor. Kolayca taraniyor.

Hafta 2-3 gun yapiyorum ve baska hic bir sey kullanmiyorum. Denemekte oldugum tum diger sac yaglarini rafa kaldirdim. Zamanla sacimin uclari nemine kavustugunda haftada bire indirmeyi planliyorum.

1 ay kadar kullanimdan sonra farkettigim en belirgin ozelligi sacimin eskisi kadar yaglanmamasi oldu. Eskiden hergun yaglandigi icin yikama ihtiyaci duyarken artik gun asiri hatta 2 gunde bir bile yikasam oluyor.
Saclarim daha kolay sekil alip, daha hacimli ve canli gozukuyor.

Ozellikle uclarinin rengi cok daha parlak. Sanirim henuz hic sozetmedim ama benim kendi saclarim kizilimsi, halk arasinda kinali dedikleri renkten. Ne yazikki, kizil sac boya kizilinin aksine genellikle cok mat, boz bulanik bir renktir. O yuzden parlaklik benim icin cok onemli. Eminim; sarisinlar, kumrallar, ve siyah saclilar yagin verdigi parlakligi daha cok hissedicekler.

Eskiden saclarimi tararken sac diplerimin acidigini hissederdim. Oyleki, bazen tarak bile degdirdigimde zonk zonk zonklayan bir aci, sacimi toka bile takmama engel olan bir aci. Nasil oldu bilmiyorum ama o tamamen ortadan kalkti.

Tum bu ozellikleri nedeniyle Hindistan cevizi yagini cok seviyorum ve kesinlikle herkese oneriyorum.
coconut oil


I$e yarayabilmesi icin organik ve cold press yada low en azindan medium heat oldugundan emin oldugunuz yaglari almaniz gerektigini muhakkak aklinizda bulundurun.

Fotograftada gordugunuz gibi uzerinde hangi sicaklikta presslendigini gosteren bir isaret olmali.

Mesela benim baska seyler icin kullandigim bir $i$e daha hindistan cevizi yagim var. Cunku cold press ve organik olanlar nispeten pahali.





Cilt ve diger kullandigim alanlari daha sonra yazicam. Okunmasini kolaylastirmak icin bu postu burada bitiriyorum. Devami gelicek...





Sonbahar Cantasi & Ayakkabisi~

@ 8:34 PM 0 comments
Bana gore yilin moda rengi ne olursa olsun sonbaharin rengi kahverengidir.
Hatta kahverengi sonbahar icin yapilmis bir renktir.
Yapraklar renk degistirir, yagmur yagar camur olur, vs. tum bunlar adeta tabiatin kahverengine boyanmak istemesindendir.
Bu duruma benim buna karsi cikmam olmaz, kabul edilemez. Muhakkak kahverengi bir seyler giymeli, tabiata uyum saglamaliyim. :)

Gelgelim son bir kac yildir hep aramama ragmen bir turlu denk gelip ne guzel bir kahverengi canta ne de ayakkabi alamamistim.
Guzel (yada istedigim) cantadan kastim; orta boy, kendi agirligi fazla olmayan, saplari da dahil olmak uzere ici disi her yeri gercek deri/suet olan, ve mumkunse $200-300'i cok a$mayan bir cantaydi.
Zara'nin yaz sonu indiriminde dusundugum miktarin cok altina sahip olma sansi elde ettim, haliyle kacirmadim.
zara canta
Bu aralar havalar cok iyi gittiginden henuz 1-2 kere kullansamda, yagmurlar baslayip sonbahar daha hissedilir hale geldiginde daha cok kullanacagimi dusunuyorum.
Simdilik, bol gozlu olmasi aramadigim halde buldugum bir ozellik olarak ilk kesfettim iyi tarifi diyebilirim. Bakalim zamanla daha neler kesfedicem, ne kadar dayanikli olacak?
Uzun zaman aramizda olmasini umuyorum.
ayakkabi

Ayakkabilarimi cantamdan 2-3 hafta kadar sonra buldum.  (sanirim) 17. yuzyil erkek ayakkabilarina benziyor, yada eski zaman erkek ayakkabisi diyelim. Onlara benzer bir havasi var sanki...
Pek hosuma gitti, affetmedim.
Onumuzdeki aylarda yagissiz ve serin havalarda bol bol giyerim.

Sizce sonbaharin rengi ve olmazsa olmazi nedir? Hangi kiyafete illede sahip olmali, illede giymeliyiz?


Saturday, September 7, 2013

Kirtasiye ali$-veri$i~

@ 12:38 AM 4 comments
Ya okudugum bloglardan cok etkileniyorum, ve gorduklerime benzer seyler almak istiyorum, yada o seyi zaten almak istiyorum, o yuzden o blogu okuyorum.
Tam bir yumurta mi tavuktan tavuk mu yumurtadan hikayesi.

Bu aralar Sergul Kato'nun bloguna,  daha spesifik olmak gerekirse, blogundaki kirtasiye vidyolarina takmi$ durumdayim. Agzim acik bayila bayila izliyorum.
Tabi haliyle gecen gun pasif izleyicilige daha fazla dayanamayip, eyleme gectim.
markers
Solda iki farkli ucu farkli kalinliklarda yazan keceli kalem
Uzerinde stamp marker yaziyor, keceli kalemden farki ne bilmiyorum.
Pastel renkleri guzel, her ne kadar denemelerimde iki uc arasinda kalinlik acisindan bir fark hissedemesemde begendim.

Sagda tombik kalemler/boyalar
Yumusak tup gibi bir ambalajda, iki yandan sIkInca boya fiskirtiyor.
Kumas boyamak icin aldim.
Renkler yaldir yaldir neon!
Zaten gorur gormez neonluguna vurulmustum. Hayal kirikligina ugramadim.
Fakat boyayi esit dagitmak biraz zor sanki.
Bakalim henuz kullanmadim, ilk projemi yapinca eklerim.

Paket uzerinde yaptigim denemelerim 
stamp markers  puffy pens
Acitan a$kim topuklu ayakkabi ve sevdigim figurlerden olan bayku$lu defterim
Acikcasi zaten deftere ihtiyacim vardi, arada not alsam dedigimde dogru duzgun kagit parcasi aranip duruyordum.
defterler
Topuklu ayakkabilinin icinin buyuk, orta ve kucuk boylarda bloknotlar halinde dosya gibi olmasini pek bir sevdim.
 Kucuk olanlar post it tipinde, buyukler degil.
Keske hepsinin arkasi post it gibi yapiskanli olsaydi. O zaman daha memnun olurdum.
defter
Baykuslu da boyle
Onun bir numarasi yok bildigimiz defter.
defter
Karsima aldim, seyrediyorum guzellerimi.
Hala kullanmaya kiyamadim. Hala bir not almam gerektiginde kagit parcasi ariyorum. :)

Bu arada hepsi TjMax ve Marshall's'dan. Gecen gun gorumcemle konustuk o da cok seviyormus TjX magazalarini. Dedim sulalecek kalkindiriyoruz adamlari.
Bahanemizde ayni "ama indirimdeydi" :)

Neyse, bugunluk bu kadar olsun. Insaat isleri ve tasinmayla ugrasacagim yogun bir hafta sonu beni bekliyor.
Evet hala tasinamadim!!! :(

Thursday, September 5, 2013

mutlu sofralar~

@ 9:32 PM 2 comments
Bir kac ay once 4-5 gunlugune kuzenim gelmisti.
  Burada bahsetmistim.
 Guya en kisa zamanda yazicaktim.
Uhhhuuuu!!! unutum gitti.
Unutmadim aslinda ama Ramazanda yazmak istemedim sonra da is coklugundan oldu hep, yazamadim.
Bu tasinma olayi yedi bitirdi beni.
Ilk defa yatili misafirimiz geldigi icin ne yapsak etsek diye epey dusunceliydim ama umdugumdan iyi gitti.
Rahat ve pozitif insanlarla hersey iyi gidiyor sanirim.
Bloglarda sofra postlarini cok sevdigim icin bende onlara hazirladigim sofralari paylasmak istedim.
Tabi bu resimleri cekmek her zaman kolay olmadi.
Herkes yemege hazir, tam baslayacakken "duruuun duruuun!" demek kolay is degil. :)
O yuzden gordugunuz her tur kol, bacak, acik buz dolabi kapisi, ayakkabilik, vs. gormezden gelmeye calisin :)
kahvalti 1
Ilk gunun menusunde begenilenler bagel, krosan, ispanyol peynirleri (ucgen olanlar), ve roast beef oldu. Biz zeytinleri kendi onumuze cektik. Cunku onlar getirmisti ve tek bir tanesi bile pek kiymetliydi. 
Onlarda halimizden anladilar. Bir dahaki sefere getirilecekler listesi belli oldu dediler. :)
Gordugunuz uzere ikea'nin donerli peynir tahtasini kullanmaya doyamadim :)

kahvalti
2. gun mozarella peynirli Amerikan omleti yapmistim (sutlu ve piserken surekli karistirilan bir omlet) begendiler. 

Ingiliz muffinlerini bazlamaya benzettiler. 
Daha once hic o acidan dusunmemistim ama gercekten benziyor.
Meger o yuzden pek severmisim :)
kahvalti 3
Cok begenilince Amerikan omletinden bir daha yaptim. 

Degisik ve taze ekmek turu bir sey olsun istedigim icin firinda sipsak biskit yaptim.
 Onu da begendiler. 
Sansli oldugum nokta damak tadimizin bir birine cok benzemesi oldu sanirim. 
aksam yemegi
Sonra yarim saatlik cabuk pizzamdan yaptim. (tarifini sonra yazicam kismetse)
Kuzenim sebze yemedigi icin ona kucuk roast beef'li ayri bir pizza daha yaptim.  
Onu da tarifle birlikte eklerim artik.
aksam yemegi
Bir kerede evde aksam yemegi yedik. Onun disinda hep disaridaydik.
Ben salatayi yaparken Robby Mac&Cheese yapti. Biraz cekiniyordum bilmedikleri bir tat oldugu icin ama ona da bayildilar.
Hatta gitmeden buyukce bir paket karisim alsak dediler. 
Tamam dedik, simdi degil ama donuste Sam's club'dan aliriz. 

20 gun sonra tekrar gelicekler. Onlar gelinceye kadar tasinmis ve az cok yerlesmis olmayi umuyorum. 
Sehirde hem onlar hem ben daha rahat olucaz. Bakalim kismet...

yine puantiye... hep puantiye~

@ 12:29 AM 0 comments
trenchcoat with dots
Bugunlerde hava gunduzleri hafif sicaksa bile cok ruzgarli, aksamlari hem serin hem ruzgarli.
Tabi ben hala gunduz short t-short giymekte israrliyim.
Donana dek israr etmekte kararliyim :)

Kabullenmek istemesemde yazin bittigi a$ikar.
Gun kaderimize boyun egip, sonbahar gardrobunu gozden gecirme, ihtiyaclari belirleyip ali$-veri$e cikma gunudur.

Sonbaharin olmazsa olmazi bence trenchcoat'tur. 
Uzun zamandir hem dikisi, hem kumasi kaliteli, ama ayni zamanda da makul fiyatli olanlarindan bir tane ariyordum.
Gecen gun Khol's'da buldum.

Onumuzdeki aylarda rahat rahat giyerim yagmurdan korumaz belki ama ruzgari tutar. 


***
Daha once burada Superga'lari ne cok sevdigimden sozetmistim. 

Puantiyelerle olan muhabbetimde malum... 
(o da burada)
Puantiyeli Superga gorunce ben,

OOOO! Puantiye A$kina!

Superga with dots
(Mimiklerim, beden hareketlerimin fotograftaki eleman gibi oldugunu hayal edin lutfen)

Kalbim carpti. 

Affetmedim, hemen aldim.

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review