Friday, August 30, 2013

Too Faced BB Krem~

@ 11:19 AM 0 comments

Gecen yaz biraz internetten siparis etmeye usendigim birazda batili markalarin bb kremlerini merak ettigim icin Too Faced'in bb kremini aldim. 

Ulta'nin MUA'lari iyidir aslinda, boyle hatalar yapmazlar ama bu defa birazda saticinin azizligine ugrayip yanlis renk aldim. 

Benim gibi bembeyaz bir hatuna yazin bronzlasacagini dusunup en fazla 1 ton koyu rengini vermesi gerekirken 3 ton koyu ve en koyu renginin bir acik rengi olan Cream Glow'u verdi ki, bu bir fiyaskoydu. Zira en koyu rengini zenciler kullaniyor. Bir acigi da meleze olur belki. Neyin kafasini yasayarak verdi bilmiyorum. Cok uzun saatler calistiklarini, cok yorulduklarini vs. anliyorum ama bu baya belirgin ve buyuk bir hata. Sadece elindeki kutuya ve suratima baksa bu yanlisa dusmezdi. Daha sonra geri almamalarida ayri bir fiyasko ki, bu Ulta'dan sogumak icin bir neden daha verdi bana.
 Her neyse, oldu artik... 
Dolayisiyla ben bunu baska bb kremlerle karistirarak kullanabildim. Sadece bir kac gun -o da yapisinin civikligina guvenerek- yorumlamak icin tek basina kullandim.

too faced beauty balm

Suan biraz silinmiste olsa, ilk aldigimda altin yaldizli tupu pek bir hosuma gitmisti. 

Pompali olmamasi ilk gozume carpan eksisiydi. Hijyen acisindan bu ayrinti benim icin cok onemli.

Daha once de belirttigim gibi yapisi oldukca civik ve haliyle kapaticiligi cok dusuk.

Gel gelelim tam da bu ozelliklerinden dolayi, hafif ve yuzumde makyaj yokmuscasina fresh bir his veriyor.

Surdugumde yuzumde nemli, hatta yagli bir his birakiyor ama ekstra yaglandirdigini yada sivilcelendirdigini dusunmuyorum.

20 spf koruma faktoru yaz icin oldukca dusuk. Alerjik ve gunes hassasiyeti olan insanlarin uzerine sprey koruma olmadan kullanmasi pek mumkun degil.


Genel anlamda vasatin altinda diyebilirim. 
$35 oldugunu dusunecek olursak kalitesine oranla oldukca pahali.
Bana gore, Koreli markalarla yarismasi mumkun degil. 
Indirimden dahi denk getirsem tekrar alacagimi sanmiyorum. 


Wednesday, August 28, 2013

Yeni sofra peceteleri ve sofralarla ile ilgili gevezeliklerim~

@ 12:53 PM 0 comments
Sanirim blog'da hic bahsetmedim. Robby aslen Italyan, kuzey Italya'li. Uzun sure once Amerika'ya yerlesmis ama Italya'yla baglarini hic koparmamis bir Italyan ailenin cocugu. Annesi dogma buyume Alman, sonradan Robby'nin babasiyla evlenmis ve Italyanlasmis.
Evet, abartmiyorum gercekten Italyanlasmis. Yani Italyan bir kaynanam var ve Turk kaynanalarla yarisir vaziyette diyebilirim. Neyseki, cok daha kibar ve duzgun bir uslupla yapiyor yaptiklarini. Dahasi onunda gercek bir Italyan kaynanasi var ki, aman Allah'im iste o Turk kaynanalara rahmet okutur.
Ben kendimi o ikisinin "tatli" atismalari sayesinde benle ugrasamamalari sayesinde kurtariyorum. Yoksa vay bana vaylar bana! :)

Tum bunlarin yani sira Robby Italyan firmasinda calisiyor. Hemde Italyan gelenegini tum unsurlariyla Amerika'ya tasimis bir Italyan firmasi.

Neyse, bu kadar on bilgiyi vermemin sebebi, Amerikalilarin aksine bizim evde bol bol yemekler davetler vermenin ve bu davetlerde yemeklerin ve sofranin kusursuzlugun gerekliligini, ve onemini vurgulamakti.

Tabiki bu davetlerin hepsinde yemekleri kendim yapmiyorum. Bazen disaridan da getirtiyorum, hic altindan kalkamayacagimi hissedersem, babaanneden (Robby'nin babaannesi) destek aliyorum cunku sanilanin aksine Italyan yemekleri makarna ve pizzadan olusmuyor. Dahasi sadece makarna bile yapsam o makarnanin sosu o kadar onemli ki, hic o riski almak istemiyorum. Onun yerine bilmedikleri bir yemekler yapip o yemegin aslinda oyle olmasi gerektigine inandirmayi tercih ediyorum :)

Genis gruplar yerine mumkun mertebe 4 kisilik gruplar agirlayip samimi bir ortam olusturmaya calisiyorum. Bu sayede hem kendim cok yorulmuyorum, hemde hepimiz eglenmis oluyoruz.
Zira ozellikle Italya'dan gelen mudur hanimlarinin protokol yemeklerinden epey SIKILdiklarini her geldiklerinde hissetmisimdir.

Tercih etmememe ragmen genis bir grup gelicekse, risk almayip direk ciftlik evine yonlendiriyorum. Orasi cok daha buyuk ve her zaman bu is icin kullandigimdan ortama daha hakimim, ustelik babaannenin porselenleri benimkilerden daha guzel :) Dahasi, insanlar tabiata, agaca, cicege, bocege baktiklarindan yemek 2. planda kaliyor. ciftlikte gezdirirken falan yemekteki aksakliklar arada kaynayip gidiyor.

Neyse, uzun suredir yazamayisimdan olsa gerek cenem dustu konu nerden nerelere geldi.
Bu sene kuzenlerim disinda pek misafir agirlayamadik, cunku tasiniyoruz.
Tasindiktan gelenin gidenin bol olacagini biliyorum.
O yuzden sofralarimda misafirlerimin ve biz bize yemeklerimizde sevgilimin bile cok dikkat cektigini ve begendigini bildigim pecelerimden almaya devam ediyorum.

Son aldiklarimin hepsi Marshall's' dan ve vergiler haric $1.49'a aldim. Her bir pakette 24 pecete var.
Ebay yada Amazon'dan bakmak isteyecek pecete meraklilari icin markasi "click"
peceteler
Ustteki ikilinin marine konseptli sofralarda guzel gozukecegini dusunuyorum.
Alttaki ikilinin de sloganlarini sevdim :)
Tatli servis ederken hos gozukucektir.
beyaz pecete
Bu kocaman beyaz peceteyi Ikea'dan 100'lik paketini $2.99'a aldim.
Fiyatina gore kalitesi muhtesem.

pecete

Kucuk boy peceteleri beyaz peceteye sararak kullandigimda oluyor. Boylece misafirlerimi guzel gozuken ama islevsellikte zaman zaman sinifta kalan bir minnak peceteye mecbur etmemis oluyorum.

Ozellikle ana yemek olarak istakoz, midye gibi deniz urunlerini tercih etmissek pecete buyuk boy dahi olsa muhakkak cift pecete kullaniyorum.
Zira cogu zaman elle yemek disinda pek bir secenek olmuyor.

Insanlari elleri agizlari yalasik bulasik bir halde utana SIKILa ekstra pecete ister vaziyete dusurmek istemiyorum. 

Hem onlar hem benim icin utandirici bir durum. 






Bu gunlerde SIK SIK evimizdeki tadilati bitirip, tasinmak ve mutlu, kalabalik sofralarimiza geri donmeyi hayal ediyorum.

Friday, August 23, 2013

yesillikler~

@ 11:05 PM 0 comments
Dun evin etrafinda yuruyuse ciktim.
Yakinda tasiniyoruz, son yuruyuslerim bunlar tadini cikarmak lazim.
318f56ce-fff3-40de-b680-df97f7d149fb
Ormanin derinliklerine giden yol.
Belki sonunda Narnia'ya vardir... :)

Yada ormanda degil suburb'de oldugumuzdan sadece biraz toza topraga batip yolun sonunda otobana varmak daha muhtemeldir.
417b5803-dfed-4430-8d54-4c1342fe9402
ec1e84dd-edbd-49d4-b1da-8b6ecee746ac
f8a2dd6e-f1cd-44bd-a583-2e5753266d46
Gitmeden bu yolda bisiklete binmek istiyorum.
56a22e1e-6276-4b17-a349-d363a4a9ffb8
Bu evi cok sevdim. 
Kirmizi baslikli kiz masalindaki evi hatirlatti bana.


Hepimize iyi bir hafta sonu olsun... 





kalemler~

@ 2:11 AM 2 comments
kalemler~
Yeni kalemlerim!
Nasillar?
Kursun kalem gibi gozukuyor ama aslinda uclu kalem onlar.
kirtasiye meraklilari icin yenu degildir muhtemelen ama bana cok degisik, cok orjinal geldiler.

Mezun oldugumdan beri ilk defa bugun Home Good's'da kalem, defter, vs. kirtasiye reyonu ilgimi cekti.
Oysa eskiden ne cok severdim. Lisedeyken 2-3 gunde bir kirtasiye ugrardim. Renkli renkli kalemlerim, silgilerim, defterim vardi.

Universite okumak icin Amerika'ya geldikten sonra kalemligim tek duzelesti. Icerisinde ne gerekliyse o olmaya basladi.
tabi arada bir yine alirdim ama ayni tadi alamazdim.
Sanirim Turkiye'deki kadar buyuk ve cok cesitli urunlerin bulundugu kirtasiyeler yerine marketin bir reyonu olunca eskisi kadar ilgimi cekmemeye basladi.

Yeniden ilgilenmeye baslamam ilginc bir durum.
Okulu ozlemeye mi basladim n'aptim bilemiyorum.
Kanimca donme zamani yaklasti.
Bu kis sinavlara tekrar hazirlanmaya baslasam iyi olacak.
Yapabilir miyim bilmiyorum ama bir gun okula donmek istedigimden eminim.




Wednesday, August 21, 2013

Puantiyeler~

@ 9:06 PM 0 comments
Meger ne cok severmisim puantiyeli desenleride haberim yokmus.
Ayni gun icerisinde puantiyeli bluz, etek, ve elbise alinca farkettim.

Untitled

Bebe yaka ve peplum firfirlari da cok yakiyormus bu desene :)

Etegiminde rengini ve eskilerden kalma havasini cok begenerek aldim. 
Hatta giydim bile :)

904f044b-9d70-40b4-a2f0-c8c3ccd0dcc2

Ama malesef eteklerinin yampiri yumpiri oldugunu farkettim.
Muhtemelen kumasin sarkma payi hesaplanmadan etek olcusu alinmis.
Annem geldiginde duzeltmemiz lazim. En azindan bir dahaki yaza rahat giyerim.

a8afb089-e8d6-42ca-94ff-505988f5d824

Elbisemde kalpli puantiyeli, $ifon ucu$ ucu$ tam benlik. Iyiden iyiye romantizmin gozune vurmus durumdayim. :)

Sonbahar icin aldim. Zaten ne zaman indirimlere bakmaya girsem, muntazam yerlestirilmis yeni sezon urun reyonu kalbimi caliyor. 

Chicago hemen hemen her mevsimde serin bir sehir oldugundan sonbahari beklemeden havalar hafif ilininca cok rahat giyecegimi dusunuyorum.

Hepsi Forever 21'dan. Turkiye'ye sanirim hala gelmedi ama geldiginde yada Amerika'ya geldiginizde kesinlikle ugramalisiniz.
Ki$liklarimin biraz daha kaliteli olmasini isteyip, daha ziyade kasmir ve yunleri seviyor. Daha az ve oz esyam olsun istedigimden ki$ sezonu icin aradiklarimi bulamiyorum belki ama bahar, yaz ve guz icin harika.
Zaten 1-2 ipek gomlek ve cok kiymetli elbisem disinda yazliklari bir kere giyip yikiyorum.
Sezon sonunda cogunun cani cikmis oluyor belki ama fazla para harcamadigim icin moralim bozulmuyor.
Yeni sezonda yeni yeni tekrar alip mutlu oluyorum.

Rengarenk Nine West pabuclarim~

@ 8:22 PM 0 comments
Gecen gun bir seylerin indirime girmis olabilecegini dusunerek Nine West'e ugradim. Gercektende bazi begendigim ayakkabilar indirimdeydi.

Untitled

Ama bunlara dayanamayip 3 rengini birden aldim. Dolayisiyla scooter'da baska ayakkabiya yer kalmadi. :)

Moda mi bilmiyorum ama bu tarz ayakkabilari seviyorum. 
Daha onemlisi bu aralar alis-veris modumdayim.
Bol miktarda elbise, canta ve baska ayakkabilarda aldim. 
Allah'tan havalarda iyi gidiyorda doyasiya giyip, tadini cikariyorum.

Kirmizi ve yesilini giydim bile :)
Derisini, ayagimda durusunu, rahatligini herseyini cok sevdim.
Belki sarisini anneme veririm. 
Henuz karar veremedim yada  o gelince begendigini alir. 
Belli olma, bakalim...

Saturday, August 17, 2013

Lettuce Wrap~

@ 8:49 PM 1 comments
Gecenlerde ogle yemegi icin Jimmy John's'a* gitmistim.
Aksi gibi ekmekleri kalmamis. Lettuce wrap (marul durum) yapsak olurmu dediler.
Tamam dedim, banada degisiklik olsun. 

Buyukce bir marul yapraginin icine hindi jambonu ve domates salatalik gibi istedigim sebzeleri sardi. Paket edip verdi. Ekmeksiz, hafif ve cok hos bir ogle yemegi secenegi. 
$6 vermeye deger mi? 
Bilemiyorum, aslinda degmez ama sandovicte degmezdi zaten. 
lettuce wrap

Bir kac gun sonra cook cooook sicak bir gunde hem hafif bir sey yemek istedigim, hemde yemek hazirlamaya vaktim olmayan bir anda  ayni seyi evde denedim. 
Bir marul yapraginin uzerine buyuklugune gore 2-3 dilim hindi jambonu, domates, salatalik, avokado ve maydanoz koydum. 
Tabiki ben Jimmy John's gibi tek bir tane degil, bol miktarda yaptim. 
Yanina buzlu cayla cok guzel gitti. 

Hos, hafif bir aksam yemegi oldu. 


*Amerika'da soguk sandovicleriyle meshur bir zincir magaza.  

Friday, August 16, 2013

Riverside Park~

@ 9:56 PM 0 comments
Gecen hafta sonu, son 1,5-2 haftadir oldugu gibi yine hastaydim.
Hasta oldugum icin evden fazla uzaklasasim gelmiyor. 
Dolayisiyla evimizin etrafindaki parklardan birine gittik. 
Bu parklar bahceler guzelde,  hastalik yuzunden tasinamiyoruz ya, yanarim yanarim ona yanarim. 
En kotusu tasinmadigimiz her ay (hatta gun) bize kira+morgage odedigimiz icin para ve suburb'de oturdugumuz icin SIKINti olarak geri donuyor.
Bu gidisle $ehirde yapilacak tum eglenceli $eyler festivaller, konserler vs. tam biticek biz tasinicaz. :(

8f9593a0-95da-4fb4-b6a7-7491ca7b2523

Aslinda bu parkin fotograflarini daha once gormustunuz. 
Az cok tanidik gelebilir ama cogu yeri hep sular altindaydi.
 bakmak isteseniz burada
c5d56341-9946-4f02-b6ac-bf21fbb31e71
Yesilliklere serdik kilimimizi
Ohh bir keyif bir keyif kitap okuduk
6bea4ede-6513-4dfc-975a-c9d84f10031d
8647831e-ab8b-4624-b178-08671c7e20bd
Niye yari beline kadar suya girdigini anlayamadigim cilgin balikci amca
0e122014-0228-4764-a881-a52f75e5ce3b
a9052632-6207-4ff9-8677-6e6b15ecceef
881806c5-fcea-4df6-9ae0-059ad0f96e4a
Hopladikca sallanan asma kopru de ben :)
dfabe3a9-bb02-45f0-832f-b4d22af9cb38
9df0ce9e-7aa1-47b4-98fb-fa6a2fad70f3
8216fc11-1b4f-46d3-9722-16f15c08468f
Baska piknikciler
e52ad673-a8d8-4c93-b167-ce0376b16462
Guzel relax bir gundu.
Yazi sirf bugunler icin seviyorum desem...



Tuesday, August 13, 2013

Sena Sultan Sac Bakim Yagi~

@ 12:23 AM 1 comments
Sena sultan

Kuzenim 1-1,5 ay kadar once Chicago'ya gelirken burada cok daha zor bulundugu ve pahali oldugu icin Elseve sac bakim yagi getirmesini istemistim. O da 3 sise Elseve ve bu yagi getirmis. Satici bundan cok daha memnun kalacagimi soylemis. 

Iceriginde zeytin, bagdem, susam, defne gar, corekotu, menekse, hindistancevizi, ceviz, biberiye, kekik, cam terebentin, papatya ve mersin yaglari var. 
Dogal olmasi hosuma gitmedi desem yalan olur. 

Yikandiktan sonra saca sIkIp, tarayacakmisiz. 

Aynen dedigini yaptim. 
Aman Allah'im!
Saclarim kafama yapisti!
En ufak bir hacim yok.

Neyse, o gun oyle idare ettim ama bir daha yok. O sekilde asla kullanamam. 
Kivircik sacli olsaydim, belki ama duz sacli biri icin mumkun degil!
Ayrica kokusunu da sevmedim. Kotu degil belki ama bir garip. Bir kere ben daha parfumlu, guzel kokulu urunleri seviyorum. Bu bana fazla dogal geldi. 

Genellikle bir seyler ise yaramadiginda, yada urunden istedigim sonucu alamadigimda onu ise yarar hale getirmeye calisirim.
Bu defada oyle yaptim.
Artik banyodan bir kac saat once uclarina fisfisliyorum. 
Sonra banyo yapiyorum. 

Daha oncede burada yazdigim gibi sacima o kadar cok bakiyorum ki, artik hangi bakimin ise yaradigini, fark yarattigini anlayabilecek halde degilim. 
Yinede bu kadar dogal yag karisiminin ise yaramamasi mumkun degildir diye dusunuyorum. 

Aranizda deneyen varsa nasil kullandiginiz, ne sekilde sonuc aldiginizla alakali goruslerini bilmek isterim. 


Simdilik bye...

Monday, August 12, 2013

The Story of Atlantis and the Lost Lemuria

@ 7:18 AM 0 comments
Son gunlerde vaktimizin cogunu yeni evin muhtelif yerlerini kirip yapmakla geciriyoruz. Arta kalan zamandada ne bir seyler izlemek ne de internette takilmak gelmiyor icimden.
O kadar insaat gurultu, patirtisindan sonra hic bir ses duymak istemiyorum. 
Tek istedigim sessizlikte kafa dinlemek.
Haliyle sessiz bir aktivite olmasi itibariyle kendimi kitaplarima verdim.
Cokta iyi oldu. Uzun zamandir isteyip okuyamadiklarimi okumaya basladim.

Yuksek ogrenimimin genis bir kisminda tugla gibi kitaplari devirdigimden olsa gerek ne kadar okumak istesemde motive olmakta zorlaniyordum. 
Mezun oldugumdan beri ilk defa bu aralar aktif bir sekilde okumaya basladim. Sadece gerekli olduguna inandigim icin okumanin otesine ilk defa bu aralar gectim.
Mutluyum :)
 Dinlenme zamani ☕ Atlantis'i okuyorum
En son Atlantis ve Mu 'yu anlatan kitabi bitirdim. 
Acikcasi cok uzun bir kitap olmamasina ragmen cok zorlanarak okudum. Dili cok kuru ve SIKIci geldi. 
Bitirmemin sebebi yarim okunmus kitap sevmemem diyebilirim. 
Bazen cok bunaldigim icin araya baska kitaplar bile aldim ve onlari okudum. 

Herseyden evvel, bir kere yazar cok irkci!
Ilk bolumde surekli Mogollarin Atlantis'le hic baglantisi olmadigini tekrar tekrar yazmis. Ifadelerinde hafif bir assagilama tonu hissettim. Rahatsiz ediciydi. 
Dahasi yazdiklarini bilimsel yada tarihi verilere guya dayandirmis ama kaynaklarin guvenilirligi tartisilir. Zaman zaman Adnan Hoca'nin fosillerle alakali anlattiklarini cagristirdigi kisimlari bile oldu. 
Mu'yu da cok yuzeysel ve din felsefesiyle iliskilendirerek anlatmis. 

Kindle versiyonunda haritalarin olmamasi ayri bir problem. 

Anlatim dilinin gunumuz Amerikan Ingilizcesinde az kullanilan kelimelerle olmasi akicilik acisindan kotu bir durum ama yeni kelimeler ve ifadeler ogrenmek acisindan iyi oldu. 

Genel anlamda ben Atlantis hakkinda okumak istediklerimi okuyamadim. Yine de bunlar benim kisisel goruslerim, okuyanlar arasinda begenenler cok olmus.  Ilgilenir indirmek isterseniz burada

Bir aksam yemegi hikayesi~

@ 2:09 AM 2 comments
Aslinda bu postu yazali coook uzun zaman oldu ama araya Ramazan girince Turkiye'de pek cok kisinin ac oldugu bir zamanda yayinlamak istemedim. Artik Ramazan ayi bittigine gore bol bol sofra ve yeme-icme postu yayinlamayi dusunuyorum. 

Instigramdan takip edenler bilir. Sevgilim ve ben ikimizde disarida yemegi, degisik tatlar kesfetmeyi epey seviyoruz.
O yuzden bazen evde bozulan, bayatlayan yiyecekler oluyor. Eskiden daha cok olurdu. Artik yeni yeni bozulmazdan hemen once yakalayabilmeye basladim.
Sebzelerin tipine bir bakip, disariya cikasim varsa bile cikmaktan vazgecebiliyorum.

Yine oyle gunlerden birinde buz dolabinda disarida biraksam coktan dallanip budaklanip kendinden gecmis olacak bir kac patatesle bol miktarda renkli biber ve cok sayida mango vardi. 
Aslinda dograyip deep-freez' e atmakta iyi bir yontem ama ne olursa olsun tazesi gibi olmadigini bildigimden hemen pisirmeyi tercih ettim. 
karisik sebze kavurmasiSebzeleri kocaman kocaman parcalara bolup 2 kasik zeytin yagi ve yarim cay bardagi suyla derin bir tencerede kapagini kapatarak, orta ateste ara ara karistirarak cok hafif diri birakarak pisirdim. 
Wok tavada cok daha guzel olacagini dusunuyorum.
yogurtlu sebze kavurmasi
Uzerine de az sarimsakli yogurt, miss!

Sonra mangolara baktim. Ne yapsam etsem karar veremedim. 
Bir kismi ile smoothy yaptim. 
Kalan 3-4 tane mangoyu pilav yapmaya karar verdim ama internette istedigim gibi kolay ve az malzemeli bir pilav tarifi bulamadim.
Sonunda kafama gore takilmaya karar verdim.

Mangolari kup kup dograyip bir kenara aldim.
2 kasik yagda 1 cay bardagi pirinci cevirip uzerine 1,5 cay bardagi su ekledim. 
Sonra mangolari ekleyip karistirdim. 
1 tutam tuz ve 1 tatli kasigi seker koyup karistirdim. 
Kisik ateste suyunu cekene kadar pisirdim.  
mangolu pilav
Kus uzumlu pilav, yada cigerli ic pilav sevenlerin bunu da sevecegini dusunuyorum. 
Bir daha ki denememi evde yumusayan seftalilerle yapmayi planliyorum. 
Tahminim, ayni yontemle yapilan seftalili pilavinda guzel olacagi yonunde.
aksam yemegimiz
Sofrayi kurdugum anlarda cok ac oldugum icin dayanamadim. Birazda bir kac gun once marine edilmis halde Trader Joe'dan aldigim etleri de pisirdim ama ac gozluluk yapmisim. Hic pisirmesemde olurmus. 

Tabi tum bu pisirdiklerim kacik alt komsumuzun evde sabah aksam hoplayip ziplayip gurultu yaptigimizi ve artik bizi polise sikayet edecegini uzun uzun anlatip, azarlamasi hatta yer yer kendini kaybedip bagrinmasiyla soguyup buz gibi oldu. Hakkimizdaki iddialarinin hic bir sekilde mumkun olmadigini, soyledigi saatlerde evde bile olmadigimizi ne kadar anlatmaya calistiysak kar etmedi. 
Adam gittikten sonra epey tadimiz ve istahimiz kacmisti. 
Smoothy'lerimizi icip, geri kalan herseyin uzerini kapatip, polise gitmeye en azindan kapimiza gelip bize bagirdigi icin sikayet etmeye karar verdik. 
Once adimizi ve adresimizi alip beklememizi istediler. 
Sonra iceride telefon caldi ve 3-5 kisilik bir grup polisden geldigini tahmin ettigimiz bir gulme sesi yukseldi. 
Saniyorum, arayan bizim alt komsumuzdu cunku adresimizi alan polis, elinde baska bir kagitla "..." adresti degil mi dedi. Bizde bir agizdan "evet" dedik. 
Biraz beklettikten sonra bizi kilitli 2 farkli kapiyi astiktan sonra girilen baska bir odaya aldilar.
O odada digerine nazaran daha yaslica bir polis bizi karsiladi. Yasadiklarimizi anlatmamizi istedi, anlattik. 

O da birini sikayet etmenin kolay, para yada daha baska cezalara carptirmanin cok kolay olmadigini soyledi. Birinin evinden gurultu geldigi soylediginde ilk yaptiklari ve en onemsedikleri seyin oraya vardiklarinda kendi duyduklari sesler oldugunu soyledi. 
Yinede illede gurultu yapicaksak, evin icinde yapmamiz gereken insaat vs. olursa falan bunu makul saatlerde, en kotu ihtimalle yasal saatlerde yapmamizi onerdi. 
Yasal saatler sabah 8 ile aksam 9 arasi, makul saatlerde saat 10-11 aksam 7-8 civari olabilirmis. 
Soyledigi mantikli, zira sirf yasal diye insanlarin uyuma ihtimallerinin yuksek oldugu saatlerde tepelerinde tar tar camasir makinesi, elektrik supurgesi gibi gurultulu aletleri calistirmanin manasi yok. 

Ben adamin beni evde yalnizken gelmesiyle alakali kaygilarimdan bahsettim.
Kapiyi acmamami ve sessiz olmami onerdi. 
Klasik metot yani ormanda ayi gorunce agaca cikamiyorsan olu taklidi yap :)  

En son eve 1-2 saat ugramamamizi onerdi (!)
Sanirim adamla konusmaya geliceklerdi. Ki bence bu bile biz polis merkezindeyken calan telefonun kimden geldigini ve gulme sesinin kimden geldigini acikliyordu. 

Aynen polis amcanin onerdigi gibi eve gitmedik. 
Hala canimiz bir sey yemek istemedigi icin bir yerlere yemege gitmek yerine kafamiz dagilsin diye sinemaya gittik. 
O saatlerde gosterilen tek film olan, Will Smith'in ogluyla birlikte oynadigi After Earth (Dunya'dan sonra diye Turkceye cevrilmis olabilecegini dusunuyorum) bize gore son derece sacma sapan bir filme gittik. 

Dondumuzde aksam neredeyse 10 olmustu. Sonunda yemeklerimizi isitip yedik. 
Cok ac oldugumuzdan midir nedir pek guzel gitti.
Ki normalde mikrodalgada isitilmis yemegi sevmem. Benim icin tazenin yerini tutamaz hic bir zaman. 
Olayli bir aksamin ardindan bir aksam yemegini de boylelikle halletmis olduk. 







Thursday, August 8, 2013

twitter'im hacklendi! coook mutsuzum blog :'(

@ 11:29 AM 0 comments
Gecen hafta, sanirim 10 gun falan oldu.
Bir sabah twitter'a girdim oylesine bir sey tweetledim. 1 saat kadar sonra tekrar bir bakmak istedim. 
Amanin!
Giremiyorum!
Sifirlama mesaji attim, yok :(
Aradan biraz zaman gecti. Kabullenme ve olayi sindirme surecim bir yarim saatimi aldi. 
Evet, hacklenmistim. Zaten hafta arasi bir gun spamlandigimi farketmistim ama sebebini anlayamamistim. 
Beni spamlasan ne spamlamasan ne?
Ugrastigina degmez. Git, bir suru unluyu, gazeteciyi, internet fenomenlerini spamla dimi?
Ama yok, vatandas kolayci! kolay hedef secti!
Her neyse, baktim olmusla olmuse cagre yok. Yeni hesap actim.
Suan pek az takipcim var cunku surekli twitlestigim twitcan'larin bazilarinin hala haberi yok. 
Nedense, bu konuda tembelligim tuttu yada bu ara tasinma islerim oldugu icin bir turlu vakit ayarlayip yazmadim.

Burdan toptan haber vermis olayim. Eski twitter yok artik! Yediler caanim hesabi!

Beni aprilkalinka'dan (burdan) takip edebilirsiniz.
Hatta edin lutfen, pek yalniz hissediyorum kendimi twit aleminde

Memlekete bayram gelmis~

@ 12:17 AM 0 comments
Bayram seyran dedikleri esle, dostla, aileyle guzel. Yasadigin toplumla guzel.

Uzaklarda olup etrafinda kendi dilini bile konusabilecegin birileri yoksa pek tatsiz oluyor.

Yurtdisinda uzun sure kalanlar bilir; bir sure sonra hele bir de yasadigi yerin insanlariyla yakin arkadas, akraba, vs. olduysa insan o toplumun bayramlarina daha bir onem vermeye meyilleniyor.

Tabi ki, bu durumda uzun tatillerde oldukca etkili :)

Sukran gunu 9, paskalya 5, noel tatili 13 gun olunca gelde onemseme :)

Ozelliklede benimki gibi butun Ramazan ve Kurban bayramlarinda ailecek guneye tatile cikilan, yada ailenin uzaktaki uyelerinin bize geldigi, bayrami daha ziyade tatil gibi goren, (rahmetli dedemin tabiriyle) pek bir moderen, evropa'li aileye sahipseniz alismak daha kolay oluyor sanirim.

Yine de ne kadar alisirsak alisalim derinlerde bir yerlerde bayramlarda esle dostla bir arada olma istegi kaliyor sanki.

Miniatur

Bu kucuk resimi annem kuzenim Chicago'ya gelirken onunla gondermis.
Kendimi evimde hissedeyim istemis.

Az once onu gozumun onune bir yere koydum.
Dusundum...
Icimde derinlerde bir yerlerde yurdum bayramlarini ozdim mi diye sordum kendime.
Yok galiba bayrami degil, ben annemi ozledim.
Paylastiklarimizi anilarimizi ozledim.

Bayrami ister tatil gibi gorun, ister gelenegin ve dinin bir parcasi gibi, siz sizi olun ananizi bu kadar ozlemeyin. Kendinizi bu kadar ozletmeyin.

Bayram sebebi/bahanesi olsun gidin, gorun, olmadi cagirin o gelsin.

Bu sarki annemle ikimizin sarkisi, ilk o dinletmisti bana.
Cok seviyorum dinleyince hep seni dusunuyorum demisti.

Bu arada evet, kendisi rockci!
Asi kadinim benim! :)


Herkese iyi bayramlar, iyi tatiller...



Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review