Showing posts with label izlediklerim. Show all posts
Showing posts with label izlediklerim. Show all posts

Monday, August 8, 2016

haftalik snapler #6

@ 9:09 AM 0 comments
Navy pier'in oralarda cocuklarin icinde hoplayip ziplayabilecegi fiskiye yapmislar. Cocuklar icin yapmislar tabi ama hava cok sicakti ve bizde iyi islandic ama cok eglendik
Haftanin bazi gunleri vegan ve vegetarian ogunler hazirliyorum. Trader Joe sagolsun, doyurucu ve lezzetli vegan urunlere ulasmak hic zor olmuyor. Tumuyle etobur canlilar olmamiza ragmen hic et aramiyoruz
Antika araba sevdigim dogrudur.
pokemon go'ya tam gaz devm
Hava guzel oldugu icin aksamlari nadiren evde oluyoruz ama evdeysek belgesel izlemeye devam :)
Dunyanin cesitli yerlerinden ornekleyerek sel, ve kurakligi anlatiyordu, begendik.
Boncuk'un yeni botlari.
Ninja Turtles :)
Snapchat filterelerine hastayim.
Instagram'ada benzer bir ozellik geldi ama kullanacagimi sanmiyorum. Snapchat cok daha guzel ve samimi.

Golun sicakligi sonunda makul bir seviyeye geldi.
Bu ara bol bol sahile gidiyoruz.
Kafayi inanilmaz rahatlatiyor.
Gun batimlari efsane


Wednesday, January 22, 2014

Noel tatilinde izlediklerim~

@ 10:16 PM 0 comments
Colorado'da ilk bir kac gun kaldigimiz yer Denver yakinlarindaydi. Guya sehir olmasina ragmen SIKICI bir yerdi. Noelden sonra  kayak yapmaya daga gittik ve orasi daha da SIKICI bir yerdi. Aksam 6'dan sonra yapmam gereken her seyin bittigi kucuk yerlerde yasamayi cidden unutmusum. Sessizlikten cok bunaldim.
Dolayisiyla olmayacak sey oldu ve ben Noel tatili boyunca 4 gunde ust uste tam 4 film izledim. 
Cok sukurki ev ahalisi benim sectigim filmlere hayir demedi. 
Yoksa aksyon, gerilim vs. sevmedigim turler olsaydi, iyice daralirdim.
Ilk filmimiz Bridesmaids (nedimeler) komik ve eglenceli olmasina ragmen ostrejen kokulu tam bir kizlar gecesi, pijama partisi filmi.
Robby'nin yengesi, annesi ve ben cok eglendik ama dayisi, 4 oglu ve Robby ara ara gulselerde genel anlamda SIKILdilar. Yine de sonuna kadar izlemeye devam edebildiklerine gore gideri vardi kanaatimce. 
Arbitraj bugune kadar izledigim en basarili Richard Gere performanslarindan biriydi. Cok uzun olmamasina ragmen Susan Seredon'a da bayildim. Sadece o ikisi icin bile izlemeye deger ama konu da gayet iyi islenmisti, sevdim.

Sirf George Clooney var diye sectim ama Hawai manzaralari da superdi.
Sinemografik acidan cok cok basariliydi.
Hikaye basta biraz ic bunaltici baslasada devami iyi geldi.
Disarisi -25 dereceyken buram buram yaz havasina icim gitti. Karanlik boz bulanik Chicago havasinda icim daraldikca acip izleyecegim bir film.
Iste beni benden alan film The Fountain!
Allah'im o neydi oyle!
Uzun zamandir izledigim en guzel ask filmiydi.
Konu cok klise bir konu ama fantastik ve mistik ogelerle birden fazla hikaye bir birine oyle guzel harmanlanmis. 
 Bayildim!

Bence sevgililerin oturup izlemesi gereken bir film.




Monday, December 16, 2013

Pride and Prejudice {Gurur ve Onyargi}~

@ 1:31 AM 0 comments
Her izlediginizde ayri tat aldiginiz filmler, her okudugunuzda farkli bir tarafini kesfettiginiz kitaplar vardir ya, benim icin o kitap ve film Pride and Prejudice.
Tutuculugum burada bile belli oluyor. :)
Her halde 50 kere falan okumus ve bir o kadar da izlemisimdir. Hatta fan fiction'larinin bile tamamini okumusumdur diyebilirim.
Hayata ve iliskilere bakisimda cok onemli etkileri olmustur. Karakterlerle aramda baglar kurup, yasadigim deneyime gore kendimi onlardan benzettigim de olmustur. 

 Bu defa okudugumda bana askin onyargilarla ayni yerde olamayacagini anlatti.
Robby'le iliskimizin neden iyi gittigini ve bugune kadar hayatima girenlerin neden kalamadigini daha iyi anladim.
Sahip oldugumuz aska  ve bir birimizi bulmus olmamiza bir kez daha sukrettim.

Mr Darcy'nin askinin kalbini kazanabilmek ve hatasini telafi edebilmek icin cabalarini Robby'e
ve
Mr Darcy'nin gorgu kurallarini onemseyen hallerini de kendime benzettim.

Kitap bence Romantik donem edebiyat eserlerini en muhtesem orneklerinden. Sevmedigini soyleyenler, ya bildigin yontulmamis odundur yada okudugunu anlamamistir.

Bosuna klasiklesmemis. Gerek ana hikayesiyle gerek yan hikayelerle bugunun iliskilerini bile pek cok acidan aciklayabilen zamansiz bir hikaye. Karakterlerin her biri cok boyutlu bir anlatimla gercek insanlara donusturulmus. Oyle ki sanki o insanlar tarihin bir doneminde yasamislar gibi hissediyorum. Ki bu; bazi cok satanlar listelerinde SIKlikla rastlayabilecegimiz (bence cala kalem yazilmis) tarihi kurgu kitaplarda bile hissedemedigim bir duygudur.  

Yani sira, yazildigi donemin sartlari icerisinde kadinin toplumdski statusu, erkegin kadina verdigi deger, ve siradan Ingiliz halkinin yasantisina dairde cok sey ogreniyoruz. 

Onlarca sadelestirilmis versiyonu olsa da, kitabin Jane Austen'in yazdigi orjinal halini hic bir seye degismem. Ceviriler arasinda hangisi en basarili bilmiyorum ama Ingilizce biliyorsaniz, kesinlikle Ingilizcesini ve orjinalini okumanizi tavsiye ederim. Zira kesinlikle farkli bir enerji geciyor insana.
pride-and-prejudice2
Filmlerin en sevdigim versiyonu 2005'te  yapilan Keira Knightley'nin Elizabeth'i canlandirdigi
versiyonu. Tahmin edebileceginiz gibi bu durumda  Keira Knightley'e bayiliyor olmamin etkisi azimsanamayacak kadar buyuk. O kadar ki; hatunu baska bir role yakistiramaz oldum. 
Muzikler, manzaralar ve kiyafetler eh iste, daha iyi olabilirdi.  
Oyuncularin cok dogal ve inandirici oynamasi yinede filmi izletecek kadar guzel.

Bu sefer tek hatam kitabi okurken filmi izlemem oldu. 
Filmi izledikten sonra, aksam kitabi elime aldim ve o an kafamda film yavas cekimde oynamaya basladi. Basta hosuma gitse de sonradan sinir bozucu bir hal aldi. 
Bir daha ayni hatayi yapmamaya calisacagim. En azindan 1 hafta ara verip oyle okuyacagim kitabi.
keep-calm-and-find-mr-darcy-6
Bazilari "sakin ol ve Bay Darcy'i bul" deseler de bence siz sakin olun ve kendi Bay Darcy'nizi bulun :) 



Wednesday, November 27, 2013

The dictator~

@ 1:19 AM 0 comments
Evde tasinma nedeniyle henuz TV ve home theater sistemlerimizi kuramadigimiz icin son zamanlarda hava soguk olmasina ragmen hic bir sey izlemiyorduk. Ipad alinca, biraz ozledigimizden birazda goruntu kalitesini merak ettigimiz icin uzun zaman once fragmanini gorup merak ettigimiz Sacha Baron Cohen komedisi, Diktator'u izledik.
Untitled photo (Flickr Studio edit)
Ne cesit espriler sevdiginize gore degisir aslinda ama genel anlamda sahsen bana hitap etti. Bazi esprileri fazla yavan, vicik vicik bulmama ragmen sonunu getirebilecek kadar guzeldi ama sinemaya gitmis olsam parama yazik olmus hissederdim.
Bu arada ben Recep Ivedik turevi tiplemelere tahammul dahi edemeyen, resmen tiksinen soguk mesafeli ablalardanim :) yani onu bilin ona gore okuyun yorurumlarimi.

Her neyse ne diyordum, ha para vermedigim Amazon prime'dan izledigim icin sorun etmedim.

Etrafimdaki bazi Amerikalilar ve IMDb sayfasindaki bazi yorumcular fazla "offensive"  yani saldirgan, hakaretaviz bulmuslar. Pek bir offend olmus tosunlar.
Aman yerim ben onlari!
Kendileri en offensive tavirlari takinir sonra da tuylerine dokununca ziplarlar.
2. Dunya savasi disinda hic bir savasi kazanmamis bir ulkenin insanlarindaki bu hava nerden gelir anlamam. Asiri sisirilmis egolar!
Komediye dahi tahammulleri yok!
Hic cekemiyorum bu tipleri, bilhassa bu aralar asiri sinirime dokunuyorlar.

Neyse yani, demem o ki arada siyasi esprilerle falan Amerikalilara giydirse de (hatta tamda bu sebepten) izlemeye deger bir komedi.

Bir pazar gunu hava soguk, caniniz disari cikmak istemiyorsa alin cayinizi/kahvenizi, acin izleyin. Hatta dantel, orgu vs. de orebilirsiniz, zira konuyu takip etmek icin her dakika dikkatinizi vermenize gerek yok.

Oyle cerez gibi bir film. Arada lazim boylesi de ama degil mi?

Monday, November 4, 2013

Boogieman~

@ 12:45 AM 0 comments
boogie man: lee atwater

Efendim, siyaset dedikleri malum pis bir is. Bazilari cok sevsede sahsim adina hic bana gore olmadigini biliyorum. Ama tabi ki bu konuyla hic alakali ve merakli degilim diyemem. Bu belgeseli de yine oyle bir gun merakima yenik duserek izledim.

Tam da siyasetin icindeki en pis kismi "secim kampanyalarini" daha dogrusu bir kampanya menejerinin hayatini anlattigi icin resmen ekrana kitlenerek izledim.

Kahramanimiz (!) Amerika'da 80'ler ve 90'lara damgasini vuran Cumhuriyetcilerin yada daha ozele indirgersek (kismen de olsa) Reagan'in ve (tam manasiyla) George Bush'un secim kampanyasini yurutmus olan, hatta taktiklerini Karl Rove' a ogreterek Bush imparatorlugunun kurulmasini saglayan, Lee Atwater.

Nasil ve nerede dogdu, cocukluguna damgasini vuran olaylar, okudugu okullar, ailesi, karisi, cocuklari, en onemlisi neden boyle bir adama donustugu, nasil yasayip nasil öldugunu kisacasi ona dair hemen her seyi ogreniyoruz.

Tabi bu arada George Bush' u secime nasil hazirlamis, secim anketlerinde yerlerde surunurken nasil olupta baskan olmasini saglamis, o olmasaymis ne olurmus gibi sorularin cevaplarini da aliyoruz.

Kendisi  zannediyorum "hizli yasa genc öl" felsefesini benimsemisti. Dolayisiyla hayati gibi belgeselde hizli akiyor. Izlenmesi oldukca kolay, bunaltmiyor. Normalde belgesel sevmiyorsaniz bile tavsiye ederim deneyin. Ritmi, tipik bir belgeselden cok daha yuksek.

Izledigim pek cok belgesel gibi amazon prime'dan izledim.  Ilgilenirseniz burada, yada belki youtube, google video,vs.'dende bulabilirsiniz cunku cok yeni bir yapim degil. 

Thursday, April 18, 2013

Videocracy~

@ 1:30 AM 0 comments
Daha once burda izledigim, ve begendigim belgesellerden bahsedecegimi yazmi$tim. Havalarin cok kotu gitmesi, haliyle disarida gecirebilecegimiz surenin kisitlanmasi nedeniyle evde ekran karsisinda daha uzun sure gecirdik. Pek cok belgesel izledik ama toplu halde yazarim derken toplu halde unuttum. Artik aklima geldikce tek tek yazmaya karar verdim.

videocracy

 Erik Gandini belgeselinde Italya'da Berlusconi'nin hukumeti sirasinda giderek yozla$an medyayi, ve medyanin toplumun her kesimindeki insanlara etkilerinden bahsetmi$. Son derece tarafsiz, tamamen gercek ve bir o kadar da eglenceli bir dille anlatmayi ba$armi$. 

$uan tamamini hatirlamadigim pek cok alt ba$lik vardi. Magazinin nasil kotu, koku$mu$ bir halde oldugunu, programlarda ciplak (evet gercekten ciplak) dans eden kadinlari, ve tabiki kadin bedeninin bu kadar fazla kullanilmasini ele$tirmi$. Tabiki halki ciplak kadinlarla oyalayip Berlusconi'nin ve yanda$larinin nasil ko$eyi donduklerine de deginmeden gecmemi$. 

Izledigimde bana cok inandirici ve gercek gelmi$ti ve daha sonra tarafsiz ve gercek oldugunu Robby'den de teyit ettim. O yari Italyan ve ortaokulu falan orada okumu$. Zaten ben bu kadar soru sorunca o da merak etti. Belgeseli beraberde izledik. Hakikaten de oyle oldugunu ama o sadece Berlusconi doneminde degil. Kendini bildi bileli oyle oldugunu soyledi. 

Cok uzun zaman once kayinvalidem cocuklarini ne kadar iyi yeti$tirdigini, en azindan bunun icin ne cok caba gosterdigini anlatirken ne Robby'e ne de ablasina Amerika'ya ta$inincaya kadar hic TV izletmedigini soylemi$ti. Tabi onlar kacak gocek, komsu evinde falan az da olsa izlemi$ler. Neyse,  o vakitler hatunun bu kadar ovunerek soylemesine anlam verememi$tim. Yani ne var bunda, hani bu kadar da fazla abartmi$ diye du$unmu$tum ama $imdi neden bahsettigini biliyorum. Sahidende oyle bir televizyonu bende izletmem ve kendimde izlemem ((!)dedim)
Tabiki gercekte populer kulture, ana akima ne kadar karsi koyabilecegimi bilmiyorum. Zira bir ara televole kulturu cok yayginken bende kapilip gitmi$tim. O zamanlar cocuktum. Sinifta herkes o programlari konusuyordu ve ister istemez bende merak ediyordum. Yeti$kin halimle durum ne kadar farkli olur bilemiyorum. 

Son gunlerde pazar geceleri NTV'de yayinlanan ABD'nin Gizli Tarihini izliyorum. Gizli dediysem komplo teorisi, yada uydurma tarzinda gizli degil. Gayet dayanakli ama ba$ka ulkelerin olaydaki durumuna ve tutumuna atifta bulunarak olaylar arasindaki baglantilari guzel kurmu$. 
 Ayrica Kenan I$IK'in sesinden pek guzel gidiyor. Oliver Stone'dan coook daha fazla yaki$mi$.







Thursday, March 7, 2013

Son izlediklerim~

@ 2:22 PM 0 comments
Kendimi bildim bileli belgesel izlemeye cok merakliyim. Eskiden ben kendi ba$Ima yada annemlerle beraber zaten izlerdim ama hayatima giren hic kimse ne bir sevgili ne de bir arkada$ belgesel turune benim kadar merakli olmadi. Goru$tugum insanlar ya apolitikti yada bildiklerinin cogunu haberlerden ve kurtlar vadisinden ogrenen insanlardi. 

Robby'i ilk tanidigim zamanlarda en cok dikkatimi ceken, bir konu hakkinda soylediklerimi sonuna kadar dinleyip (ama kulaklariyla), hayir sen yanli$ biliyorsun demeden, buna mi kafa yordun demeden, hehe deyip gecmeden, mantikli cevaplar vermesi olmu$tu. Tamamen haksiz oldugum veya yanli baktigim bir konuda bile son derece zarif bir tonla ve bana konuya baska bir perspektiften bakmama yardimci olucak cevaplar vermesi, bazen ben konuyu yeterince bilmiyorum, falanca gune kadar bakicam sonra uzerinde konu$alim demesi cok ho$uma gitmi$ti. Tarti$ma adabini bilmeyen, konu$mak icin yeterince kelime dagarcigina sahip olmayan, cahil ve saygisiz tiplerle goru$mek durumunda olunca, onun bu hali benim icin bulunmaz bir meziyetti.

Zaman icerisinde ikimizden birinin bildigi digerinin bilmedigi, bildigimi sandigi ama tam bilmedigi yani uzerinde konu$amadigimiz konularda beraber belgeseller izlemeye ba$ladik. Tabiki tek bir belgeseli bilgi kaynagi olarak gorup, onu baz alarak bir yargiya varma hatasina du$meyerek. O konu hala merak ediyorsak ba$ka kaynaklarada bakiyoruz ama belgeseller ne olursa olsun iyi birer girizgah oluyorlar.

Guncel konulari derinlemesine ogrenmek icinde en ideali belgesel programlar oluyor. Frontline bunlardan bir tanesi.

interactive-frontline-01

Izleyiciyi SIKmadan, konuyu fazla dagitmadan, ilgi ki$ilerle yapilan roportajlarla susleyerek yapmi$lar.  
Sorulara net, acik, kafa kari$tirmayacak cevaplar aliyoruz.
Mesela Amerika'da ekonomik kriz neden oldu? sorusunun cevabini ben pek cok ki$iden alamadim. Sonuclarini herkes cok guzel anlatiyor, burada bir problem yok ama sebebini acik ve anla$ilir aciklayabilen pek kimseyi gormemi$tim. I$te bu adamlar onu cok guzel anlatiyor. Dahasi, bir birinden cok farkli konulari i$liyor. Mesela baz istasyonuna tirmanan adamlarin hazin sonlarindan bahsettikleri bir bolumu de var.
Fazla uzun degil, 50 dakika falan. Eger daha uzun suren bir konu varsa 2 bolum halinde yayinliyorlar. $uan 31. sezonlarindalar, 28. sezona kadar konular hala bugun bile guncelligini koruyor. 

how-the-states-got-their-shapes-509981e79e169

Severek izledigim diger belgesel serisi "eyaletler $ekillerini nasil aldi?"
Sunucusu Frontline'dakilere gore cok daha geveze, esprili ve keyifli bir adam. Eyaletlerin $ekilleri cizilirken ne gibi faktorlerin rol oynadigini anlatiyor. Mesela, bir bolumde tren yolunun etkisini anlatirken, digerinde kulturel faktorleri anlatiyor. Tabiki bu esnada Amerikan tarihi hakkinda da cok $ey ogrenmi$ oluyoruz. Amerika'ya gelmek isteyenlerin, merak edenlerin ilgisini cekebilecegini du$unuyorum. 

presidents_film_landing

Son belgesel serisi cok eglenceli yada herkesin bilmesi gereken bir konu degil. Uzerinde her gun herkesin konu$ulabilecegi ho$ bir sohbet  konusuda degil. Son 100 yildaki Amerikan ba$kanlari hakkinda PBS'in yaptigi bir belgesel (yani sponsorlu i$, az cok yanli olma ihtimali var).

  Bu seri sayesinde cogunun yaptiklarini genel hatlariyla ogrendik. Turkiye'de nasil yakin tarih cok iyi bilinmiyorsa, burdada Amerikalilarin bile cogunun cok iyi bildigini du$unmuyorum ama $uan kalici oturumumla alakali bir takim sebeplerle ogrenmem gerekiyordu. Benim icin en olumlu tarafi kar$ila$tirma yapma imkani bulmu$ olmam. Mesela, eskiden tarihte cok haz  etmedigim bir cumhurba$kaninin, artik pek cok davrani$Ini konjekturel bulmaya ba$ladim. Doneminin diger ba$kanlarina baktigimda hic farkli olmadiklarini gordum. Bu bakimdan bana cok $ey katti. Kar$ila$tirmali tarih bilmemenin benden neler goturdugunu bu kadarcik bilgi kirintisiyla bile gormu$ oldum.

Itiraf etmeliyim ki, cift olarak ikimizde iyi birer film izleyicisi degiliz. Robby komedi izlemeyi sever. Ben animasyon severim. Bunlari da mumkun mertebe sinemada izlemeye calisiriz. Ama evde genellikle belgesellere takiliyoruz. Dev ekran televizyonu bile Rosevelt'in tum kiri$ikliklarini gormek istiyorum diyerek alan bir sevgilim var. Ne bekleyebiliriz ki?  :)
Dolayisiyla $imdiden soyleyeyim, izlediklerim deyince bahsettiklerim, belgeselden oteye gecmeyecek.

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review