Showing posts with label kalinka. Show all posts
Showing posts with label kalinka. Show all posts

Thursday, July 24, 2014

Kordonda aksam yuruyusu~

@ 12:05 AM 0 comments
Dun hava cok guzeldi ama gece aniden indiren yagmur, bugun gelecek berbat havanin habercisi gibiydi. 
Gun boyu telefonuma uyarilar geldi.
"sahile gitmeyin!"
"gole girmeyin!" 
"cok iyi yuzme bilsenizde golde yuzmeyin! dalgalar ve akinti kiyidan uzaklastiran nitelikte!"
falan falan... hep bu mimvalde mesajlar
Aksam uzeri biz her zamanki gibi gittik tabi. Havalar isindigindan beri hemen hemen her aksam Robby'le beraber yuruyuse cikiyoruz. 
Hem gunun stresini yuruyerek atiyoruz, hemde aksam yemegini yakmis oluyoruz. 

Gitmemizle birlikte bekledigimiz uzere bizi dalgalar karsiladi.
Bir de ruzgar tabi!
ayyy o neydi oyle!
havada serin, hic temmuz ayi demek mumkun degil.
$u memlekette bir iligim kemigim isinamadi zaten.
Hep usuyorum hep usuyorum. 
Hic bu kadar kabardigini hatirlamiyorum.
Dun guneslendigimiz yerler bugun sular altindaydi.
Sonra bir ara ikimizde sustuk.

Bu suskunluk biraz surunce, kafamda bir sarki caliyor dedim.
Oyleydi zaten.

O da "Boston'da da boyle olurdu sahil" diye cevap verdi.

Evet oyleydi, hatirliyorum.
Farkli yillarda da olsa ikimizinde ayni sehirde okumus olmamizin guzellegi bu olsa gerek diye dusundum.

"Benim kafamda da bir sarki caliyordu" dedi.

Sonra Linkin park'in bu sarkisini soylemeye basladi.

O an oyle bir yerin dibine gectim ki anlatamam. Cunku benimki Yalin'in bu sarkisiydi.
Kendimi ortamin Kahtali Mici'si gibi hissettim resmen :)

Hatta bir an acidim ona!

Sen Linkin park, Olafur, ve daha nice adini bile hatirlamadigim adamlari, deneysel muzikleri falan dinle, o muzik kulturune sahip ol. Hayatindaki kadin Yalin, Ajda Pekkan, hatta Orhan Gencebay tipi
yerel lezzetlere takilsin.

Yazik! 
Iste tamda boyle zamanlarda ben bu cocuga cok uzuluyorum!
:p

hayat hic adil degil!
bu olay bile bunun gostergesi... 

Sunday, July 20, 2014

Ya sev ya terk et!

@ 10:21 PM 0 comments
Fotografin konuyla alakasi yok. 
Gecenlerde is cikisi loop'da cekmistim.

Buraya ilk geldigim zamanlar hep dusunurdum. Amerikalilar ne kadar kibar, ne kadar zarif, ne iyi niyetli insanlar derdim. Kapi tutmalari, birbirlerine tesekkur etmeleri, yolda cok yakininiz gecerlerse ozur dilemeleri cok hosuma gitmisti. Tabi zamanla anladim ki, kibarliklari sadece bundan ibaret. Son derece sahte ve gostermelik.
Sonra cikarlarina dokunan bir durum oldugunda ne kadar hircinlastiklarini gordum. Bunun insana ozgu bir davranis, her milletten herkesin yapabilecegini farketmem kisa surdu. Sagolsun Turklerde carcabuk anlamama cok yardimci (!) oldular.
Arkadas olduklarim, sonra küstuklerim, sevdiklerim sevmediklerim oldu. Itiraf etmeliyim ki, hep bir ustten konusma, tepeden bakma hissettim. Hatta bazi Turkler "Amerikalilar bize cok iyi davraniyor, bizi simartiyorlar" derlerdi (evet boyle diyenler var). Dusunurdum bu insanlarin nasil bir hayati vardi acaba Turkiye'de, ne yasamis olabilirler ki bu gordukleri davranislari bile guzel buluyorlar.

Yillar gecti.Ne yazik ki, kriz zamani herkes isten cikarilirken 3 ay icerisinde is bulunca basladi hersey. Kimse benim garsonluk disinda bir is yapmama tahammul edemedi nedense. Banliyodeki evimden sehrin gobeginde bir gokdelene tasininca, hayirli bir kismet cikip :P birazda onlarin markajindaki bir adamla evlenince  (-ki ben bunun tamamen kacan balik buyuk olur hikayesi oldugunu dusunuyorum. Zira ben tanidigimda epeydir Amerika'daydi. Ilgilenseler eminim o da geri cevirmezdi-) yuksek gelir grubunun rahatliklarina erisince anladim ki, tum gosterdikleri dostluk yalan, kibarliklari sahteymis.

Hic biri bizim bir yerlere gelmemizi kaldiramiyormus.
En ufak bir elestiriye tahammulleri yokmus.

Her firsatta "love or leave it!" (ya sev ya terk et!) fasizmini dayativerirlermis. (en cokda icimi acitan bu laf. Nazizmin hortladigini hissettiriyor bana. Icim urperiyor. Her duydugumda korkuyorum)

Hem elestip hem yasayamiyoruz yani. Oyle emretti ekselanslari. O dogma buyume Amerikali ya, bunu dayatma ozgurlugune sahip ama ben reddetme ozgurlugune sahip degilim.

Kiskanc ruhlarini kendi caplarinda assagilayarak tatmin ettiklerini gordum. Ki; bu da insana ozgu bir davranis. Insana ozgu olmayip, yalniz Amerikalilara ozgu olan "sen ulkende acmiydin? Is yok muydu? Paran yok muydu? Senin ulkende demokrasi yok mu? turevi kustah sorular.

Gayet kavruk, ezik bir velet olarak geldigim bu ulkede, cirkef bir yetiskine donustum.

Kapitalist sistemde paranin gecer deger oldugunu bildigimden tum cacaronlugumla "var demokrasi var, olmasaydi da Amerika tankla  tufekle getirirdi zaten"

"Batmakta olan sektorunuze milyarlar gomduk (esimden bahsediyorum, ben o esnada metelige kursun atiyordum aslinda ama bilmelerine gerek yok. Zaten hayli cirkeflestigim o dakikalarda bu gibi meseleler onemsiz detaylara donusuyor) adam olun! sukredin! Avrupali zenginler olmasa actiniz ac!"

"paranizi ben veriyorum! istesenizde istemesenizde yapacaksiniz! hemde duzgun yapacaksiniz" demeye basladim. (bu cumleyi bugun kurdum)

Allah'tan bir blogum varda gunah cikariyorum. Gonul isterdi ki, sessiz sakin, boyle seylere hic gerek kalmadan yasayayim, ve oleyim.

Terbiyenin eziklik sayildigi bir ulkede olmadi. Uzgunum...

Bir de entegrasyon delileri var. Her firsatta entegre ol sekerim diyen sabah sekerleri :@

Oldum gordugunuz gibi sekerler! gayet terbiyesiz! gayet kustah bir tipim artik!

Bundan daha iyi entegre olamazdim zannimca!







Saturday, March 29, 2014

Lincoln Park, hayvanat bahcesi ve yaza ozlem~

@ 1:44 PM 0 comments
Neredeyse Nisan geldi ve biz hala donuyoruz. 
Cok sukur kar yagmiyor artik. 
Yagsa da gece yagiyor ve oglene kadar eriyor.
Gunduz genellikle yagmur yagiyor.
Cok karli bir ki$tan, yagisli, bereketli bir bahara gecis yaptik diyebilirim sanirim.
Kara kI$In son demlerini yasarken hayvanat bahcesine gittik.
Kardan yilmis zavalli kaplan
Deli divane kafesinde donup duruyordu zavalli


Kutup ayilari gecen ki$in en mutlu hayvaniydi sanirim.
Kendini memleketinde hissetmistir canim benim.
Biz gezerken de ayni boyle yagiyordu.
Kocaman kocaman parcalar halinde
Zavalli develer ve bahtsiz ben
Colde kutup ayisi gormesemde, kutupta col devesi gordum.
Ayni hesaba geldi :P
ayy soguk soguktan espri anlayisimda bozuldu ayol!
Bildiginiz gibi hayvanat bahcesi parkin bir parcasi, hayvanciklari gormemiz bitince parkta dolasmaya devam ettik.
Parkta kayak yapan bir amca vardi.
Biraz tuhaf geldi bana ama o mutluysa sorun yok.
Adam da hakli kayak ekipmani dedigin sey, essek yuku ile para verip aldigin ve senede iki kere kullandigin bir olu yatirim.
Ben mesela benimkini sadece 1 kere kullandim aldigimdan beri. Yazik gunah verilen paraya.
Karli hafta sonlarinda parkta takilinca en azindan biraz daha tadini cikarmis oluyor.
Bu yolun goruntusunu yaz-kis seviyorum
Cok fotografik bir hali var.
Asiklar yolu gibi
Park ve gokdelen kontrastini seviyorum.
Kari da seviyorum ama yaz gelsin artik. 
Cok yoruldum kistan ve cok ozledim yazi.

Friday, February 21, 2014

Amerika'da bir assagilanma hikayesi~

@ 6:01 PM 2 comments
Gecen hafta sonlarindan birinde Robby'nin pazar sabahi pazartesiye yetismesi gereken bir is icin is arkadaslariyla (yaninda calisanla kizlar ve 1 erkekle) toplanmasi gerekiyordu. Toplantidan sonrada esler, sevgililer vs gelir kahve iceriz falan diye konusmuslar. Bende acikcasi o kizlari sevmiyorum. Sevmemek icin sebeplerimde var ama ariza cikarmak istemedigim icin kabul ettim.

Bu arada on bilgi olarak sebeplerden bahsetmek isterim. Bu hatunlar Robby'le 3-4 yildir beraber calisan kizlar. Cahil cuheyla da degiller. Hepsi muhendis, okumus yazmis, en genci benden 1-2 yas buyuk, kimisi evli kimisi nisanli, kazik kadar hatunlar. 

Sorun $u: zaman icerisinde Robby'e bir cesit hayranlik duymaya baslamislar (bence). Beni de ona layik gormuyorlar. Yada baska bir aday vardi akillarinda ben ortaya cikinca planlar bozuldu. Bilemiyorum...  ama neticede her gorustugumuzde her firsatta assagilamak icin ellerinden geleni yapiyorlar. 

Cok tuhaf cok cocukca ama oyleler. Mesela benim muhendislik konseptlerini anlamam buyuk bir alay konusu ve aslinda cogunu da anliyorum. Sadece ilgilenmiyorum. Yani blue print okumak hayat icin gerekli bir beceri degil. Bu bir meslek ve ben o meslegi secmedim. Neden blue print okuyayim?

Neyse, bugunku konumuzda zaten bu assagilamalardan bir tanesi olucak. 

Kahve dukkaninda bulusmaya karar vermisler. Saygi duydum, ogleden sonra kararlastirilan saatte oradaydim.

Kahveler geldi, iciyoruz. Onlarla ayni is yerinde ama farkli bir departmanda calisan Monika diye Polonyali bir kiz var. Ben cok seviyorum onu. Ondan bahsediyorduk ama alis-verisle alakali falan yani dedikodu degil. O bir sey almis, onlarda begenmis. Nereden aldigini soylemis, unutmuslar. Ben biliyordum, cunku beraber almistik. Soyledim onlara falan filan...bildigin kiz muhabbeti.  Sonra  konu nasil oldugunu anlamadigim bir sekilde Monika'nin calisma iznine, oradan da yabancilara geldi.

Bahsederken Cross breed mi yabanci mi vs.laflar soylediler. Ben hic dahil olmadim. Cunku "cross breed" hayvanlar icin kullanilan "kirma" anlamina gelen ama hakaret amacli kullanilan bir sozcuk.
Normalde melez anlamina gelen mix diyebilir. Yada hic bir sey demeyebilir. Sana ne yani... Neyse ne...

Ben biraz dinledikten sonra 
Himm... Obama'da Cross breed o zaman dedim. (Babasi Kenyali anasi Amerikali ya ondan)

Ortama bir sessizlik coktu. 

Zira Chicago/Illinois Obama'nin secildigi memleket ve burada cok seviliyor.

Robby ben de Cross breed'im dedi. Anasi Alman babasi Italyan daha da fenasi 2. jenerasyon ama ortaokulu falan Italya'da okumus. Yani hem yabanci hem Cross breed! 

Bunca zaman bunu bilmemelerinin sebebi de Robby'nin hic aksani yok. Adam burjuva cocugu! Ablasiyla beraber dadilarla buyumusler. 

O yuzden ana-baba aksanli da olsa, hatta uzunca bir sure Ingilizce konusmasalarda cocuklar Italya'dayken bile Ingiliz dadiyla dil sorununu halletmisler.
Ailenin Italyan tarafi Kuzey Italya'li olduklari icin sarisin, anasi zaten sarisin yani tipten ayirt etmek mumkun degil. 

Neyse, hatunlarda kizarma bozarma yok tabi. Rahat insanlar ben olsam yerin dibine gecerim. 

Yine de o hic bir sey diyemedikleri, tutulup kaldiklari ani gormek hostu. 

Icimden hinzir kahkahalar attim.

Lafi gedigine oturtan, catir catir agiz dalasi yapan tipler vardir ya, omrumce ozendim onlara. Hic onlardan olamadim. Ben hep kendi kendime bana edilen laflara sinir olanlan, uzulen, sinip oturan taraf olmusumdur. Bu sefer nasil aklima geldi o Obama ornegi kendime $a$tim. 
Mutlu oldum. Ne  guzelmis, gereken lafin hemen aklina gelmesi hic teklemeden soyleyebilmek. 


   










Saturday, February 8, 2014

Karda tek basima~

@ 11:46 PM 0 comments
Gecen gun baktim disarida hafif hafif kar atistiriyor (ki artik bu ilginc bir olay olmaktan cikti. Gun asiri yasadigimiz bir rutin halini aldi). Havada nispeten ilik (-5 falan), ve sonraki 2-3 gun asiri soguk (-25, -30 civari) disari cikmaya karar verdim. 
Aslinda ilk basta carsida dolasmayi dusunuyordum ama sonra vazgecip rotayi parka cevirdim.  
Normalde tek basima parka gitmeyi sevmem ama bu sefer nasil olduysa gidesim geldi.
Assagi indigimde, sitenin bahcesi bu haldeydi. 
Burasi boyleyse parkta en fazla ne kadar kar olabilir ki dedim (kendi kendime)
Boyle de yagmiyordu ayrica.
Hafif hafif, usul usul, tatli tatli atistiriyordu.

Kar botu giymemistim. Yukari cikip degistirme sansim vardi ama degistirmedim.
Ah benim akilli (!) kafam!

 Parka gittim. 
Vaziyet bu!
Bildigin diz boyu kar!
Geri donmedim tabi bata cika gezmeye devam ettim.
Bu kadar soguk olabilecegini hic ummadigimdan kokos eldivenlerimi takmistim.
Sadece ayaklar degil, ellerde dondu haliyle.
Ne ki guzel oldum!
Park guzeldi ama sevdim.
Sehrin icinde boyle bir park cok rahatlatiyor insani.
Cayiri cimeni, tabiati sevmeyen ben bile boyle hissediyorum.
Kopeklerini gezdirmeye cikanlar, kosanlar vardi.
Umdugumdan kalabalikti aslinda.
Haftaici karli bir gun icin fazlaca kalabalik bile diyebilirim.
Gecen gun gol kiyisinda 4 sarhos Japon'un golun uzerindeki buzlarin uzerinde oynarken buzun aniden kirilmasiyla gole dusup olmeleri nedeniyle gole giden tum kopruleri kapatmislar. O yuzden dolasirken kendimi parkin otoparkinda buldum.
Oradan da bata cika geri donebildim. 
Altin vurusu bu kaybolus yapti diyebilirim sanirim.
Cunku coraplarim o esnada islandi :( 
Yine de devam ettim dolasmaya.
Usuyen, hatta buz tutan ayaklarimi yok varsaymaya calistim.

Usumem dayanilmaz bir hal alinca, havada kararmaya baslayinca eve donmeye karar verdim. 
Kar yagarken gokyuzunde gunesin olmasi ve ayni zamanda havanin asiri soguk olmasina defalarca taniklik etsemde hala sasiriyorum. 
Batarkende boyle guzeldi.
Eve dondum. Bir hiz uzerimi degistirip, sicak kiyafetler giydim. 
Normal bir insan pijamalarini giyer, cayini alir, kitap okur degil mi?
ama kurtlu bir insan uzerini degistirir, tekrar sokaga cikar.
Bende oyle yaptim. 

Guzel bir gundu.
Bir benzerini de bugun yasadim.
Onu da sonra anlatirim.



Saturday, February 1, 2014

Old Town kar altinda~

@ 12:59 PM 0 comments
Bugunde  Chicago ki$inin pek cok diger gunu gibi karli bir gun. 
Elimde kahvem disarida bembeyaz kar degmeyin keyfime.
Biraz hastayim, yine kulagim agriyor ama ilac aldim, gecicek. 
Bu kadar ruzgarli bir sehirde olur boyle seyler.

Bir kac hafta once kar yagdiginda evimizin arka mahallesi/muhiti olan Old town'da dolastik. 
Old town degisik bir yer.
Sehrin gobeginde ama gokdelenler yerine suburb tipi evler var.
Bazen hic olmadik bir yerde bir kahve dukkani, yahut bar gormek mumkun. 
Degisik iste!
Town houselarin high rise'larla yaptigi kontrasti seviyorum.
Ozellikle karli gunlerde ekstra guzel oluyorlar.

Biz gezerken kar yagiyordu. O yuzden google+'in auto awesome'la yaptigi ve benim pek begendigim efektli resimlerden biriyle basliyorum.
Oylesine bir sokak arasi
Bakin karsi da ne var?
Dry cleaner (kuru temizlemeci) 
Iste olmadik yerdeki olmadik dukkandan kastim buydu. 
Cevredeki evlerden geliyor musterisi herhalde.

3 katli bir evin ardindan gozuken koca gokdelen.
Sanmayinki tek, bunlardan onlarca var Old town'da.
Bakin  bir  tane  daha
Christmas gecti ama susleri duruyor. 
Iyi de oluyor, ayri bir $enlik katiyor sokaklara.
Sokak aralarindan SIKILdiniz mi birazda minik caddelerimizde gezelim.
Iste bir gok delen minik apartman ikilisi daha.
Bu ikiyi birde Gold Coast'ta gorursunuz daha da baska yerde yok Chicago'da. 
Gold Coast'ta da sadece John Hancock, Willis gibi unlu binalarla, siradan binalarla degil. 
Karsinda gorulen kubbeli yapi bir banka. 
Degisik ama guzel.
Mimari cesitliligi seviyorum. 
Bol agacli yollarimiz
Sosyal konut kiligina burunmus, hayli eski ama milyon dolarlik evler.
Neredeyse her kose basinda oldugu gibi burada da bir  church (kilise)
Amerikalilarin  bu asiri dindar hallerinden cidden bunaldim desem.
Bir de Turkiye'de sanki butun Amerikalilarin gruplar halinde(!) tek tek de degil, Musluman oldugu kandirmacasindan. 
Bu yaklasimi sacma sapan ve bir o kadar da tehlikeli buldugumu da belirtmeden gecemeyecegim.
Sirf bu kafa yuzunden bu ulkede Muslumanlarin, ve sadece Musluman'larin degil Musluman ulkelerden gelenlere de yapilan ayrimciliklarin gormezden gelindigini, bunlara kulak tikandigini dusunuyorum.
Kilisenin ardindan bir gok delen daha goz kirpiyor.
Bu da kilisenin bahcesi.
Halka acik.
Dindarliktan biksam, kilise gormekten biksam da bahcelerini seviyorum.
Bizim gibi yolda gezen insanlar.
Burada kar yaginca havanin nispeten ilik oldugunu o yuzden insanlarin sokaga akin ettigini, restoranlarin dolup dolup tastigini soylesem, inanir misiniz?
Inanin!
cunku kar yagmadiginda hava daha da soguk!
Ben bu agaci cok sevdim.
Bu agac bizim olsun :)
Uzerinde kisin bile dokulmeyen kirmizi toplar var.
Bu sokagi da sevdim 
Tuzlama araci renkli tuz dokuyor.
Tuzladigi yerleri taa uzaklardan bile secebiliyor olmak, ayni yeri 2-3 kere tuzlamamak icin kanimca.
Sari smart car kar da bile tatli duruyor.
Gerci muhtemelen orada olmasinin sebebi sahibinin onu yerinden kipirdatamamasi.
Hafif arabalar cok kayiyor karda. 
Karin yagisini cok belirgin gosterdigi icin eklemek istedim. 
O gunun hava durumuna dair bir kanit gibi
Bakin nasil da hizla yagiyor.

Bir de biz variz tabi :)
Lahana gibi katkatiz.
Epey tipsisiz ama olsun.
Keyfimiz yerinde olsun.
Sonsuza dek cirkin ve mutlu yasasakta olur :)

Birazdan bunun benzeri bir gun yasamak icin tekrar disari cikacagiz.
Her zamanki gibi Nookie's'de kahvaltimizi yapip, uzun bir yuruyusle devam edecegiz.

Mutlu gunler!

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review