Showing posts with label hair. Show all posts
Showing posts with label hair. Show all posts

Wednesday, February 11, 2015

Apricot oil/ Kayisi yagi~

@ 10:06 PM 0 comments
Her zaman soyledigim gibi sac cilt konusunda sansli insanlara cok imreniyorum. 
Saclarima bu kadar bakmasam imkani yok ne sekil alir ne de uzar.
O yuzden her markete gittigimde bakim yaglarinin bulundu bolume bakmadan gecemiyorum.

I have never been a lucky person for hair and skin.
If I didn't take care of my hair well, I am pretty sure it wasn't going to be as healthy and it wasn't going to grow as much.
For this reason, whenever I go to get groceries, I always check out the personal care section.  

Sac tipim zayif, ince telli, az ve duz
Lutfen bu yaziyi bu sartlari goz onunde bulundurarak okuyun

My hair is thin, weak and straight 
So take this into consideration while you are reading this post

Itiraf etmeliyimki hic bir yagdan hindistan cevizi yagindan aldigim performansi almadim.
Gel gelelim uzun sureli tutma zorunlulugu beni vazgecmeye zorluyor. 
Elbette tumden birakacak degilim ama yeni arayislara bu sebepten hiz verdim.

I must confess that none of the oils I have tried work as good as coconut oil
However, it is not so user friendly
Long waiting hours makes me try different things.
Of course, I am not going to stop using it but still...
I mean, I am trying to find something else that works as well so I can take care of my hair better.

I used apricot oil for a few times and I really liked it.
I applied to the ends and wait 3-4 hours. During that time, I went to take a walk and bikram yoga
-I will tell about my yoga experience in another post hopefully-
Don't worry, I am not famous with my smell in the studio I go to.
It doesn't smell bad at all. Actually it doesn't smell at all.
And then I washed it. You know after bikram yoga I need to take shower anyway.
By the way, I like to state that I go to bikram yoga because heat might be affective on how the oil works. It may not be as affective in the cold. Who knows...

It is easy to clean it with shampoo twice. It doesn't fell sticky at all like some other oils I have tried.
It is definitely, easier to untangle afterwords.
Kayisi yagini bir kac kere kullandim ve memnun kaldim.
Uclarina surup 3-4 saat bekletiyorum. O arada yuruyuse yogaya falan gidiyorum. 
-yoga deneyimimi baska bir yazida anlatacagim kismetse-
Daha yogun bir kayisi kokusu hayal etmistim ama oyle olmadi. Yinede oyle kotu bir kokusu falan yok. Hatta hic bir kokusu yok.
Merak etmeyin yani yogada kokulu kiz olarak sohret yapmis degilim.
Yoga demisken, Bikram yogaya gittigimi de belirtmek isterim cunku asiri sicak yagin saca emilimini etkileyebilir diye dusunuyorum.

Hafif bir yag, kolay ariniyor.
Yikandiktan sonra sac kolay taraniyor.

Bu gordugunuz siseyi Whole Foods'dan $14'a aldim. Miktarina kiyasla uygun bir fiyat.
Amazon ve Ebay'de bulunabilecegi kanaatindeyim.

 Onerebileceginiz baska yaglar varsa tavsiyelere acigim.

I bought it for $14 in Whole Foods.
I am sure you can find it for cheaper in Amazon and Ebay.
Personally, I just didn't want to wait for shipping.

What do think? Have you ever tried apricot oil or any other oil?
What should I try next? 

Tuesday, August 12, 2014

Kantaron otu yagi~

@ 3:25 PM 2 comments
Efendim, daha once bir cok kez bahsettigim gibi benim saclarim uzamiyorlar. Daha dogrusu uzuyorlarda o kadar yavas uzuyorlarki, dipler uzayincaya kadar uclar pert oluyor. Kestirmem gerekiyor, derken uzamamis gibi oluyor.
Her kuafore gittigimde tehditler esliginde pazarliklar ederek, tum kiriklarini alip yinede fazla kisaltmamasi icin ne diller dokuyorum. 
Ise de yariyor acikcasi ama tek basina kuaforun huneri yetmiyor. 
Ek bir takim destek kuvvetleri de gerekiyor. 

Bu destek kuvvetlerinden son donemde en sevdigim ve SIK kullandigim kantaron yagi oldu.

Yarim cay bardagi kadar yagi sacima diplerine masaj yaparak, uclarini ince disli bir tarakla taramak suretiyle dagitiyorum. 1,5 en fazla 2 saat bekletiyorum ve dus aliyorum. Kantaronu bilmiyorum ama zeytin yagi epey asitli bir yag,  fazla tutuldugunda faydadan cok zarar verebilir.

Simdiye kadar 3-4 kere kullandim.
Uclarinin daha iyi durumda oldugunu soyleyebilirim. 

En iyi tarafi hindistancevizi yagi gibi 15-16 saat bekletmek zorunda olmamak.
Sac disinda kantaron yaginin faydalari saymakla bitmez. 
Gerci bunlar cins cinsmis. Bodrum'da oturan kuzenim var. Bu tur bilgilere vakif, bana da arada anlatiyor.

Yaniklara, yaralara, morluklara, mide problemlerine falan sari kantaron yada kantaron cicegi yagi daha iyiymis mesela. Sac icin pembe kantaron, kantaron otu falan yeterliymis.

Gerci ben morluk icin elimde olani kullandim. Gayette ise yaradi. Yine de merak ettigim icin digerinide alacagim. 
Kantaron cicegi yagini hazir olani tercih edecegim. Arada bir dudagim ucukladiginda surerim. (ingilizcesi st john worth oil bu arada) 

Bunu evde kendim yaptim.  

O gordugunuz kavanozdaki kadar yagin icine 1 avuc attim. Gunes goren bir yere koymak gerekiyordu, balkona koydum. Uzerine eski bir goz kalemi ile tarih attim. Baskada hic bir sey yapmadim. 45 gun sonra hazir. 

Oldugunu nereden anladin derseniz, 
ise yaradigina gore demekki yapmisim. 

Amazon'dan koca bir torbasini $20'a aldim. Pek bereketli 10 sene falan gider tahminim. 
Centaury herb diye aratirsaniz hem ebay'de  hem amazon'da pek cok satici uygun fiyatlara satiyor





Wednesday, December 4, 2013

Garnier fructis hydra recharge live-in conditioner~

@ 12:29 AM 0 comments
scroll down for English

Ecnebilerin "live-in conditioner" dedikleri bizim sac acici sprey yada gliss dedigimiz sacin taranmasini kolaylastiran spreyleri ilk ciktigi zamanlar, kuaforlerin "mavi sac sivisi" adiyla dunya paraya sattiklari gunlerden beri kullaniyorum. Pahali mahali yinede varligina mutesekkir oldugum urunlerden biridir. Onlar yokken sacimi bagiris cagiris acilar icinde kivranarak taramakla sac kremi kullanip gun ortasinda vicik vicik yaglanmasi arasinda bir secim yapmak zorundaydim.

Son bir kac senede hemen hemen butun markalarin live-in sac spreyleri cikti. Cesitlilik ve rekabet acisindan iyi oldu. Hemen hemen hepsi ayni etkiyi yapip sadece sacimi taranir hale getirdikleri icin urune ozel bir yazi yazmayi hic dusunmedim bugune kadar ama bu farkli, hemde her bakimdan.

Live in conditioners are definetely life savers of thin, long, straight hairs. (here, I'm refering my own hair) I am using them since they first showed up on the market. I don't even remember how I was brushing my hair before them becuase there is no way to untangle my hair without. 

I used various brands so far and all of them was pretty much the same. They were all untangling my hair right after I spray and leaving a silky feeling behind if it is the good one, otherwise it was leaving  an oily feeling and make my hair stick onto my sculp and I was pretty much hating and never use them again or mix it with the water to make it work but it was pretty much it. Nothing extra. That's why I never find it necessary to write about it. 

This time it was quite different experience.  
Garnier live in conditioner (Flickr Studio edit)Bir kere digerleri spreydi. Sacima fislayip tariyordum. Bu ise kopuk formda. Elime kopugu alip islak sacima dagitiyorum. Sacimin her yerine esit miktarda dagitmak kolay olmuyor tabiki. O yuzden kendi kutusundan baska spreyli bir kutuya aktardim. Suan daha rahat kullaniyorum.

Sonra digerleri sacimi ipek gibi yumusacik yapardi. Bu hafif sertlestiriyor. Iste tamda bu sertlestirme noktasinda karisik duygular yasiyorum.

Bir yandan sertligi hosuma gitmezken bir yandan sanki sac kopugu SIKmisimcasina verdigi hacime bayiliyorum. Sac kopugu gibi ama bir bakima degil gibide cunku sac kopugu sacimi karistirip dolastirip tuhaf bir halede getirebiliyor, yagmur yagdiginda butun saclarimi kafama yapistirip buzagi yalamis gibi dolasmama sebep olabiliyor. Bu onlarin hic birini yapmiyor. Chicago'nun dehset ruzgarinda bile sacim karismiyor ve yagmurda islansa bile kuruduktan sonra ayni kabarik haline geri donuyor.

Sekil ve taranma kolayligi disinda besleme, uzatma vs. guzellikleri yok ama duz seyrek, ince telli ve kafaya kapisan cinsten cabuk yaglanan saca uygun urun bulmak malum zor.


Dolayisiyla mevcut haliyle bile almaya deger bir urun diyebilirim. Zaman icerisinde SIKILir saclarimin ipeksi ve kafama yapisan halini ozlersem (sanmiyorum ya, bir ihtimal) ancak o zaman vazgecerim Garnier'dan,yani uzunca bir sure bittikce alacagimdan eminim.

First of all, so far they were all spray and I was spraying to my hair, doesn't really matter wet or dry hair, mix it little bit then brush. This one is foam. I have to apply to a dump hair with my hand which I didn't like that part so much because I have hard time to apply every part of my hair equally. So I put it in a sprayer bottle. I am happier with it now. 

Unlike the other ones it is making my hair feel harder. So no more silky feeling. And I am experiencing mixed feelings about it.
While I like the volume as great as hair foam, I kind of miss my soft hair. However, unlike the foam does, even though it is snowy and/or rainy day, my hair gets wet but never looses it is volume. Once I dry it, it gets back its own volumunes look. 

Other than volume, it doesn't offer much though. Volume is all you get. 
However, If you have my kind of hair is enough for you.
I am pretty sure, I will keep buying it for a long time. At least until I find something else works better for me. 





Monday, September 9, 2013

Yuzyilin bulu$u hindistan cevizi yagi~

@ 10:05 PM 1 comments
Iddia ediyorum, hangi yuzyilda bulunduysa o yuzyilin bulusudur hindistan cevizi yagi!
Bulandan, uretenden, agacini yetistirenden Allah bin kere razi olsun. Sacima, basima, yuzume, koluma bacagima her tarafimi yaga buladim, hala doyamadim.
Pek mutluyum kendisiyle :)

Aslinda cilt ve sac bakiminda dogal urunlere, dogal olmalarina ve zarar verme ihtimalleri kimyasallardan daha dusuk olmalarina ragmen, pek sans verme egiliminde biri degilim. Suslu ambalajli, fiyatlari 3 haneli rakamlarla anilan, markali guzellik urunlerine kesinlikle bayiliyorum ama malesef her zaman istedigim randimani alabildigim soylenemez. Dolayisiyla bir suredir dogal yaglari ve faydalarini bir suredir okuyordum.Pek cok blogda hindistan cevizi yagina rastlayinca daha fazla dayanamayarak, sans vermek istedim.

Faydalari saymakla bitmeyecek bu muhtesem yagin benim ilgimi cekmesinin nedeni bakterileri oldurme ve sacin icine nufuz edebilme ozelligi oldu.

Bu konuda pek cok kaynak okuduktan ve denemeden sonra maksimum faydalanmanin yollarini ogrendigim inancindayim.
coconut oil
Maksimum fayda saglayabilmek icin 2 onemli nokta:

1) Sacta uzun sure tutmak

ama oyle 3-5 saat degil, 18-20 saat hatta 1-1,5 gun gibi bir sure

2) kademeli olarak miktari arttirarak kullanmak

$oyleki; orta boy sac icin yarim cay bardagi kadar yagin yarisini diplerden uclara tarayarak yaydiktan ve uclarada yeterli miktarda yag geldiginden emin olduktan sonra 4-5 saat bekliyorum. Sacima dokundugumda sacimin yagi cektigini kesinlikle hissettigimi soyleyebilirim. Daha sonra kalan ceyrek cay bardagi yagi yine ayni sekilde yayiyorum. Toplamda en az 18 saat bekletiyorum.

Ilk saatlerde plastik bir bone takiyorum. Bazen bonenin uzerine tulbent de sardigim oluyor.
Fakat asla direkt olarak tulbent sarmiyorum cunku pamuklu bir kumas ve yagi emebilir.
Bunun olmasini istemeyiz. Tum yag sacimizin icine gecmeli.

Genellikle aksam uzerleri yaptigim icin 6-7 saat sonra, yatmadan once hem tulbenti hem boneyi cikariyorum. Ilk gunler yastiga yorgana yalasir bulasir sandim, o yuzden yastik, yorgan kilifi yikamaya hazirlamistim kendimi ama sonra baktim ki hic bir sey kirlenmiyor. Buna ragmen titiz bir insan oldugum icin ertesi gun nevresimleri degistiriyorum. Zeytin yagi gibi agir bir kokusuda yok. Hindistan cevizi kokusu bile hemen dagiliyor. Kokluya kokluya uyumak zorunda kalmiyorum. Sabah uyaninca 2 kere sampuanliyarak yikiyorum. Saclarim ipek gibi oluyor. Kolayca taraniyor.

Hafta 2-3 gun yapiyorum ve baska hic bir sey kullanmiyorum. Denemekte oldugum tum diger sac yaglarini rafa kaldirdim. Zamanla sacimin uclari nemine kavustugunda haftada bire indirmeyi planliyorum.

1 ay kadar kullanimdan sonra farkettigim en belirgin ozelligi sacimin eskisi kadar yaglanmamasi oldu. Eskiden hergun yaglandigi icin yikama ihtiyaci duyarken artik gun asiri hatta 2 gunde bir bile yikasam oluyor.
Saclarim daha kolay sekil alip, daha hacimli ve canli gozukuyor.

Ozellikle uclarinin rengi cok daha parlak. Sanirim henuz hic sozetmedim ama benim kendi saclarim kizilimsi, halk arasinda kinali dedikleri renkten. Ne yazikki, kizil sac boya kizilinin aksine genellikle cok mat, boz bulanik bir renktir. O yuzden parlaklik benim icin cok onemli. Eminim; sarisinlar, kumrallar, ve siyah saclilar yagin verdigi parlakligi daha cok hissedicekler.

Eskiden saclarimi tararken sac diplerimin acidigini hissederdim. Oyleki, bazen tarak bile degdirdigimde zonk zonk zonklayan bir aci, sacimi toka bile takmama engel olan bir aci. Nasil oldu bilmiyorum ama o tamamen ortadan kalkti.

Tum bu ozellikleri nedeniyle Hindistan cevizi yagini cok seviyorum ve kesinlikle herkese oneriyorum.
coconut oil


I$e yarayabilmesi icin organik ve cold press yada low en azindan medium heat oldugundan emin oldugunuz yaglari almaniz gerektigini muhakkak aklinizda bulundurun.

Fotograftada gordugunuz gibi uzerinde hangi sicaklikta presslendigini gosteren bir isaret olmali.

Mesela benim baska seyler icin kullandigim bir $i$e daha hindistan cevizi yagim var. Cunku cold press ve organik olanlar nispeten pahali.





Cilt ve diger kullandigim alanlari daha sonra yazicam. Okunmasini kolaylastirmak icin bu postu burada bitiriyorum. Devami gelicek...





Tuesday, August 13, 2013

Sena Sultan Sac Bakim Yagi~

@ 12:23 AM 1 comments
Sena sultan

Kuzenim 1-1,5 ay kadar once Chicago'ya gelirken burada cok daha zor bulundugu ve pahali oldugu icin Elseve sac bakim yagi getirmesini istemistim. O da 3 sise Elseve ve bu yagi getirmis. Satici bundan cok daha memnun kalacagimi soylemis. 

Iceriginde zeytin, bagdem, susam, defne gar, corekotu, menekse, hindistancevizi, ceviz, biberiye, kekik, cam terebentin, papatya ve mersin yaglari var. 
Dogal olmasi hosuma gitmedi desem yalan olur. 

Yikandiktan sonra saca sIkIp, tarayacakmisiz. 

Aynen dedigini yaptim. 
Aman Allah'im!
Saclarim kafama yapisti!
En ufak bir hacim yok.

Neyse, o gun oyle idare ettim ama bir daha yok. O sekilde asla kullanamam. 
Kivircik sacli olsaydim, belki ama duz sacli biri icin mumkun degil!
Ayrica kokusunu da sevmedim. Kotu degil belki ama bir garip. Bir kere ben daha parfumlu, guzel kokulu urunleri seviyorum. Bu bana fazla dogal geldi. 

Genellikle bir seyler ise yaramadiginda, yada urunden istedigim sonucu alamadigimda onu ise yarar hale getirmeye calisirim.
Bu defada oyle yaptim.
Artik banyodan bir kac saat once uclarina fisfisliyorum. 
Sonra banyo yapiyorum. 

Daha oncede burada yazdigim gibi sacima o kadar cok bakiyorum ki, artik hangi bakimin ise yaradigini, fark yarattigini anlayabilecek halde degilim. 
Yinede bu kadar dogal yag karisiminin ise yaramamasi mumkun degildir diye dusunuyorum. 

Aranizda deneyen varsa nasil kullandiginiz, ne sekilde sonuc aldiginizla alakali goruslerini bilmek isterim. 


Simdilik bye...

Saturday, July 27, 2013

Her derde deva "zeytin yagi" ~

@ 11:59 PM 5 comments
Nenelerimizin bile bildigi naftalin kokulu bir yontem olan; saca basa, yaraya bereye her yere her seye her durumda zeytin yagi suren ve ise yaradigina inanlar kervanina bende katildim.
Bir de icine sarimsaklari  doldurdum.
Azicikta sirke
Biraz baharatta koysam tam Itanyan sos olucakti ama direkten dondu.
Ama yok, pislik yapmiyorum.
Bu kavanozdakileri sadece bu is icin kullaniyorum ve banyo dolabinda tutuyorum.
Zeytin yAgi

Sacima iyi geldigini dusunuyorum ama sacim icin o kadar fazla urun kullaniyorum ki artik hangisi yariyor hangisi yaramiyor bilemez hale geldim. Bildigim tek sey sacimin suan gayet iyi durumda oldugu. Her zamankiden daha uzun, daha az kirikli ve daha kolay sekil aliyor.
Ki sac konusunda yapi itibariyle hic sansli degilim. Zor uzuyor ve hacimsiz, ustune ustluk duz oldugu icin kafama yapisip kaliyor.
Suan bu halde ise bunun tek sebebi cok iyi bakiliyor olmasi oldugunun gayet fakindayim. O yuzden kesinlikle kendi haline birakmiyorum.

Sirke saca parlaklik veriyor,
Sarimsaklarda kokleri uyarip saclarin cabuk uzamasini sagliyormus.
Hafta 2 gun 2-3 yemek kasigi kadar surup 1-1.30 saat kadar bekletiyorum.

Zeytin yagini daha fazla bekletmek bence iyi degil cunku cok asitli bir yag. 
Bir sure sonra yarardan cok zarar verebilir diye dusunuyorum.

Bekletiyorum dedim ama o arada beklemiyorum aslinda. Tepede toplayip kosmaya cikiyorum.
Super bir goruntum ve kokum oldugu soylenemez ama n'apalim artik olucak o kadar. :)

Sacimin yani sira topuklarima da iyi geliyor.
Diabet oldugum icin topuklarim cok catliyor. Bu zamana kadar ne kremler kullandim, neler yaptim bir halta yaramamisti.
Son bir haftadir kosmaya cikarken bu karisimi surup topuk kismi plastik olan coraplardan giydim. Boylece yag ayakkabima bulasmamis oldu.
Farki gercekten hissediyorum.
Hic ponza yapmama ragmen ponzali gibi pamuk pamuk oldu.

Simdilerde yillar once tendonlari kopan sag ayak bilegimide bu karisimla ovmayi dusunuyorum.
Bakalim ona yariyacak mi?
Deneyip gorecegiz.

Kisisel bakim anlaminda baska neye yarar zeytin yagi?
Bildiginiz, denenmis yontemleriniz varsa bilmek isterim, benimle paylasin lutfen.

En guzel gunler ve gecelerde zeytin yagiyla kalin efenim :)

Monday, July 15, 2013

Zoe Sac Kurutma Makinesi ve Sac Ma$asi~

@ 10:18 PM 0 comments
Blog'da hic bahsettim mi bilmiyorum ama kendimi bildim bileli ortak kulak iltihabiyla yasiyorum. Tup, cesit cesit antibiyotikler, vs. iyile$sin diye neler yaptik, olmadi. Aslinda normal zamanda pek sIKINtim yok ama maalesef su kacarsa yada ruzgarda kendimi korumadiysam falan cok fena agriyor. 

Bu mevzuyu sac makinesi basligi altinda anlatmamin sebebini tahmin etmissinizdir. 
Evet, sebep sac kurutma makinesini yaz kis kullanmak zorunda olmam. 
Ma$aya gelince, onu da bazen kulagima su kactiginda buharlasmasini kolaylastirmak icin kullaniyorum. Sacimi masalarken kendi kendine ucup gidiyor. Yani benim icin bu aletler sadece guzellik degil bir nevi saglik aparati :)

zoe sac kurutma makinesi ve sac masasi

Gelelim bu markanin ozelinde urunle iliskili goruslerime:

Sac kurutma makinesini uzerindeki kiraz desenlerini vurulup aldim.

3 dereceli hiz ve  3+1 dereceli sicaklik ayari var.
+1 uzerine bastigimiz surece soguk hava ufleyen kirmizi tu$. 

Onunde koruma paneli turu bir sey var.
Saclarima ne kadar cok yakla$tirirsam yakla$tirayim icine alip yolmuyor. 

Gecen sene indirimden $29'a almistim. Fiyat performans dengesi gayet iyi.
 1 yildan fazla zamandir kullaniyorum, nazar degmesin pek guzel calisiyor. 

Sac ma$asiniysa kurutma makinesinden memnun kaldigim icin gorunce kacirmak istemedim. Kulak mevzusu disinda almak istememin bir sebebide duz sacli olmam.
Yanlis anlasilmasin duz sacli olmaktan cok memnunum ama ayda yilda bir de olsa bir degi$iklik yapmak adina kivircik ho$ geliyor insana.
O zamanlarda kullanmak icin iyi olur diye dusunerek aldim.

Farkli genislikte dalgalar yapmak icin 3 farkli ucu var.
Ben en cok en genis olanini kullaniyorum.

Saci arasina sIKI$tirabilecegim mandal gibi bir metal yok uzerinde.
Etrafina sarip bir sure bekleterek kullaniliyor.
Bu ozelligi sevip sevmeyecegimden emin olamadigim icin basta kaygilanmistim ama kullanica cok sevdim.
Gordum ki, mandalsiz ma$a kesinlikle saci daha yakiyor. 

Kotu tarafi her hangi bir sicaklik derece ayari olmamasi.
Bazen sacimi daha buyuk tutamlar halinde alip cabuk cabuk bitirmek istedigimde yuksek ayarda yapmak isteyebiliyorum.
Bu alet oyle zamanlarimda elimi ayagimi bagliyor.

Onun disinda memnunum. $39'lik bir alet icin son derece basarili. 

Ma$ayi degil ama sac kurutma makinesini anneme vermeyi du$unuyorum. 3-4 sene once yine burdan indirimden aldigimiz Conair onu terketmi$ :) Evde yedek olsun diye atmayip sakladigimiz 20 yillik (belki daha fazla) Braun'a geri  donmek zorunda kalmi$.
En son konustugumuzda cok yavas, ve dusuk sIcaklikta kuruttugu icin catlamak uzereyim diye cemkiyordu. :)

Sizin favori sac kurutma makineniz ve sac masaniz hangisi? 
Sevdiginiz, bana onerebileceginiz varsa bilmek isterim. 

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review