Sunday, February 9, 2014

kolay pogaca~

@ 12:01 AM 0 comments
kolay pogaca~
Evde biraz un, biraz sut ve maya varsa yapabileceginiz kolay bir pogacam var. 
Yogurmakla falan ugrasmaniza hic gerek yok. Mikseriniz varsa tamamdir. 
kolay pogaca
Malzemelerin tam bir olcusunu veremesemde kek kivami alinca tamamdir diyebilirim. 
Ben 1 bardak un 1 bardak sut olarak yaptim ama kisin daha az unla ayni kivami alabilir. O yuzden azar azar eklemekte fayda var.
kolay pogaca
Ici bos olmasin derseniz. O da tamam.
kiymali ic
Kiymali, biberli, soganli, istege gore baharatli harci cigden karistiriyoruz.
Onceden hazirlamaya gerek yok.
Hamuru cirptiktan sonra mayalanirken yapabiliriz. 

Muffin kaplarina 1 kasik unlu karisim, 1 kasik ic, ve 1 kasik daha unlu karisimdan koyuyor, ve 180 derecedeki firinimiza atiyoruz. Yarim saat sonra kurdan testi yapmak lazim. Muffin kaplarinin buyuklugune gore yarim saatle 45 dakika arasinda pismis oluyor.

Tam tembellere gore tam benlik mis gibi pogacalarimiz hazir.

Diyette olmasam simdi bile yapardim :)


Saturday, February 8, 2014

Karda tek basima~

@ 11:46 PM 0 comments
Gecen gun baktim disarida hafif hafif kar atistiriyor (ki artik bu ilginc bir olay olmaktan cikti. Gun asiri yasadigimiz bir rutin halini aldi). Havada nispeten ilik (-5 falan), ve sonraki 2-3 gun asiri soguk (-25, -30 civari) disari cikmaya karar verdim. 
Aslinda ilk basta carsida dolasmayi dusunuyordum ama sonra vazgecip rotayi parka cevirdim.  
Normalde tek basima parka gitmeyi sevmem ama bu sefer nasil olduysa gidesim geldi.
Assagi indigimde, sitenin bahcesi bu haldeydi. 
Burasi boyleyse parkta en fazla ne kadar kar olabilir ki dedim (kendi kendime)
Boyle de yagmiyordu ayrica.
Hafif hafif, usul usul, tatli tatli atistiriyordu.

Kar botu giymemistim. Yukari cikip degistirme sansim vardi ama degistirmedim.
Ah benim akilli (!) kafam!

 Parka gittim. 
Vaziyet bu!
Bildigin diz boyu kar!
Geri donmedim tabi bata cika gezmeye devam ettim.
Bu kadar soguk olabilecegini hic ummadigimdan kokos eldivenlerimi takmistim.
Sadece ayaklar degil, ellerde dondu haliyle.
Ne ki guzel oldum!
Park guzeldi ama sevdim.
Sehrin icinde boyle bir park cok rahatlatiyor insani.
Cayiri cimeni, tabiati sevmeyen ben bile boyle hissediyorum.
Kopeklerini gezdirmeye cikanlar, kosanlar vardi.
Umdugumdan kalabalikti aslinda.
Haftaici karli bir gun icin fazlaca kalabalik bile diyebilirim.
Gecen gun gol kiyisinda 4 sarhos Japon'un golun uzerindeki buzlarin uzerinde oynarken buzun aniden kirilmasiyla gole dusup olmeleri nedeniyle gole giden tum kopruleri kapatmislar. O yuzden dolasirken kendimi parkin otoparkinda buldum.
Oradan da bata cika geri donebildim. 
Altin vurusu bu kaybolus yapti diyebilirim sanirim.
Cunku coraplarim o esnada islandi :( 
Yine de devam ettim dolasmaya.
Usuyen, hatta buz tutan ayaklarimi yok varsaymaya calistim.

Usumem dayanilmaz bir hal alinca, havada kararmaya baslayinca eve donmeye karar verdim. 
Kar yagarken gokyuzunde gunesin olmasi ve ayni zamanda havanin asiri soguk olmasina defalarca taniklik etsemde hala sasiriyorum. 
Batarkende boyle guzeldi.
Eve dondum. Bir hiz uzerimi degistirip, sicak kiyafetler giydim. 
Normal bir insan pijamalarini giyer, cayini alir, kitap okur degil mi?
ama kurtlu bir insan uzerini degistirir, tekrar sokaga cikar.
Bende oyle yaptim. 

Guzel bir gundu.
Bir benzerini de bugun yasadim.
Onu da sonra anlatirim.



Revlon Ritzy~

@ 10:53 PM 0 comments
Ipek tirnaklarimi yaptirdigimdan beri tirnalarima daha bir ehemmiyet verir oldum.
Ojesiz, manikursuz gezmiyorum artik.
Pacozluga son! 
Gun bakimli olma gunudur :)
Ki$in koyu renk ojeleri seviyorum. Hele bir de icinde sim, pul, vs. bilumum kokos sey varsa tam benlik.
Revlon Ritzy'i gorur gormez dusunmeden aldim. 
Cok da memnun kaldim. 
Surumu cok kolay. Hic ugrastirmiyor ve hemen kuruyor.
Tek katta grimsi bir renk alsada bence yeterince sim ve pul birakiyor. 
2 katta ful kapaticilik ve tam bir sim bombasina donusuyor.
Kalicilikta 10 numara 5 yildiz!
Omru hayatim boyunca bir ojenin 6 gun boyunca tirnagimda durdugunu hic hatirlmam.
Tarihte bir ilk!
7. gun SIKILip sildim.
Yoksa hala gitmeye niyeti yoktu. :)

Silerken biraz zorlandim gerci ama olsun.
Aliminyum folyo yontemiyle nispeten kolaylasti biraz.

Revlon'un her ojesi boyle mi bilmiyorum ama bu ojeden sonra baska ojerini de deneyecegimden eminim.
Yeni yaptigim kokos eldivenlerimle de pek uyumlu oldular.
Bu havada parmaklarimi koruyan eldivenleri tercih etsemde arada bir boyle uyumlu olmak hosuma gidiyor.

The Body Shop Shea & Vineyard Peach Body Butters~

@ 4:54 PM 0 comments
Gozume, kasima, yuzume pek guzel bakarim da i$ elimi ayagimi, kolumu bacagimi, vucudumu nemlendirmeye gelince pek bir tembelimdir.  
Surekli el kremi almama ragmen hep unuturum kullanmayi.
Bir kac ay once beni bu unutkanligimdan vazgeciren kremler buldum, mutluyum :)
TBS'in body butter'lari yogun nemlendirici ozelligi ve muhtesem kokulariyla beni benden aliyor. Surmeden edemiyorum.
Vineyard peach adindan da anlasilacagi uzere seftalili ama oyle yapay bir seftali degil. Bildigin meysiminde cikan, yazin sicagin altinda pazarda satilan, zaman zaman uzerine sineklerin geldigi, yurdumun organik seftali kokusu. Oyle guzel oyle dogal.
Ben ki$in kullaniyor olsamda, aslinda o yaz kokusu. 
Her surdugumde serinlemis hissediyorum. Hem insani canlandiran, harekete geciren bir duygu veriyor. Icime bir dinamizm geliyorki sormayin :)

Bir koku insana bunlari hissettirebilir mi? 
Hissettiriyor iste! 
Nasil oluyor anlamiyorum ama oluyor. 

Shea ise cok farkli, o daha kakolu bir koku sanki ama tam olarak degil gibi de. 
Degisik kendine has. 
Digerinin tersine icimi isitan sicacik bir koku.
Ki$ gunu yatmadan evvel sur, koklaya koklaya uyu kokusu :) 
O kadar sevdim ki, battal boy aldim. 
Chicago'nun upuzun kisinda anca yeter.

Her ikisinde de nemlendirme super. 
Gunde 1 kez kullanmam yetiyor. 

Fiyat konusunda ise malesef cok cuzdan dostu sayilmazlar ama uzun sure kullanildigini dusunecek olursak, gayet iyi. 

Bugunlerde body butter almayi dusunuyorsaniz tbs'e bakin derim. 




Saturday, February 1, 2014

The Other Boleyn Girl {diger boleyn kizi}~

@ 11:50 PM 2 comments
Bu kitabi oturdugum sitenin kutuphanesinde bulup okumaya basladim.
Uzun zamandir print kitap okumadigim icin epey degisik bir duyguydu.
Kitabin icerigi ile alakali ise daha karsik duygularim besliyorum.

Herseyden evvel su gibi cok cok akici, kolay okunabilen bir kitap. 500 kusur sayfa nasil gecti anlamadim.
ama...
Yazar tarih romani yaziyorum diye ortaya ciksada bu romanda tarih diye bir sey yok.
Bastan assagi uydurmasyon.
Isimleri degistirip sadece bir ask romani yaziyorum deseydi bu elestirilerimin hic birini yapmazdim.

~bu kisimda az da olsa spoiler verecegim bilginize~

Herseyden evvel hikayenin yasandigi donemde yasanilan iliskiler ve asklarin yasanmasi muhtemel degil.

$oyleki, kitapta yasanilan ask 19. yy romantik doneme ait. 
Yazar onu alip 15-16 yy'la goturmus. Bu da o donemin tum politik motivasyonlarinin atlanip krali bir ailenin kuklasi olmus bir gerizekali gibi gostermesine sebep olmus.
Bu cok temel bir hata malesef. 
Tarih romancisi bunlara dikkat etmeli. 

2. hata:
Mary Boleyn'in Ingiliz sarayina geldiginde tamamen "masum" oldugu yani bakire oldugu ve kucuk kardes oldugu, kocasiyla da 13 yasinda evlendigi vurgusu yapilmis.

bir kere Mary Boleyn Fransiz sarayindan kovulmasinin sebepleri malum.
actirmayin kutuyu soyletmeyin kotuyu!

Hadi o konuya deginmeyebilir yazar. 

Ya kucuk kardes oldugu?

Tum tarihciler Mary'nin abla Anna'nin kucuk kardes oldugu konusunda hem fikir.
Ustelik bunu gercege uygun yazsa hikayeye hic bir etkisi olmayacakti. 
yani ne geregi vardi iskembeden atmanin?

13 yasinda "masum" evlilik!
pardonda yasi kucultme ve bekaret vurgusu cidden sacma olmus ve hikayeyi sulandirmis.

Iste bu ve bunun gibi daha onlarca sebepten begenmedim. 

Tamam, hic birimiz tarih ogrenmek icin okumuyoruz bu kitaplari adi ustunde kurgu ama kurgununda bir dozu var.
Bana gore tarih fiction yazari uzerinde tartismalar olan konulari manipule etmeli. Geri kalan tum tarihi hadiseleri, gerceklere uygun yazmali. 

Mesela Anna Boleyn'le erkek kardesi arasindaki ensest iliskileriyle ilgili yazmasi iyi olmus.
Yine erkek kardesinin es cinsel iliskisi vs. de tabu sayilabilecek konulardan oldugu halde yazmis, iyi de etmis.

Mary Boleyn'in 2 cocugu var. Bunlardan kiz olanin kraldan oldugu kesin ama oglu tartismali. 
Kraldan olmadigi tahmin ediliyor. Cunku eger oyle olsaydi, hanedanin devami icin kesinlikle Mary'le evlenirdi. Yine de kesin degil, dedikodu oldugu icin uzerine yazilabilir bir konu. 

Dedigim gibi tartismali, skandal konular uzerine oynamak eyvallah ama otekiler
HAYIR!

Tum bunlar bu Ingiliz tarihi hakkinda cok sey bilmeyen biri icin cok kotu olmayabilir ama ben bildigim icin beni cok rahatsiz etti.

Serinin devamini okumayi dusunmuyorum.
Phillippa Gregory benim icin bitmistir.
Tarih romani bence Alison Weir'den okunur.
En azindan o tarihe saygili.










Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review