Onunden surekli gectigimiz ama icine hic girmedigimiz bir yerdi.
Hayvanat bahcesinde gezerken cok usuyunce girmeye karar verdik.
Iceride cok cesitli bitkilerin oldugu odaciklar vardi.
Pembeler,fusyalar, kirmizilar, beyazlar icimi acti.
Kara kista bahar havasi almak iyi geldi.
Meger ne cok ihtiyacim varmista farketmemisim.
Bir diger odacik Fern Room dedikleri dinazorlarin yasadigina inanilan dogal cevre ve bitkiler vardi.
Girer girmez sicak hava esti sanki.
Ne de guzelmis dinazorlarin yasadiklari iklim
Insanin dinazor olasi geliyor.
Bu soguk dunyadan derhal kurtulmak istiyorum.
Acikcasi bu kadar ilik, bu kadar nemli, adeta tropikal iklimle karsilasacagimi bilsem daha once gelirdim.
Sonra baska bir odaya girdik.
O odada bugun cogumuzun evlerinde olan, daha bildik bitkiler vardi.
Baliklar vardi.
Kirmizi japon baligi hakkinda hic bilmedigim seyler ogrendim.
Uzun zaman sonra sicak ve nemli, bol yesillikli bir yerde olmak harikaydi.
Izin verseler suracikta bir kulube yapar icinde mutlu mesut otururdum.
Ki bir kac ay oncesine kadar burada mutlu olacagim hic aklima gelmezdi.
Ki bir kac ay oncesine kadar burada mutlu olacagim hic aklima gelmezdi.
Polen allerjisi falan bir dunya bidi bidi yapardim.
Baharin varligini unutunca o duyguyu da unutabiliyormus insan.
Baharin varligini unutunca o duyguyu da unutabiliyormus insan.
Iyi bir hatirlatici oldu.
Bundan boyle Lincoln parkin bu kismina geldigimizde ugramaya karar verdik.