Uzuuuunca bir zamandir (Mart'tan beri) tadilat bitsin oyle tasinalim dedikten sonra 3 mimar ve 2 taseron firmanin kacmasi gibi bazi tatsiz olaylardan sonra sabrimiz tasti ve sonunda evimize tasindik.
Gecen yil ev aradigimizi soyledigimizde bize hic dusunmeden evini kiralayan senelik degilde aydan aya kontrat yapmayi kabul eden ve bizi hem ev arama hemde bir kontrata bagli olma derdinden kurtaran arkadasimiza tabiki minnettarim ama gecen 1 yil icerisinde ne suburb hayatinin ne de kirada oturmanin hic bana gore olmadigini kesinlikle anladim.
$ukurler olsun ki, 26 yasinda ev sahibi oldum. Itiraf etmeliyim ki biraz buyuk bir sorumluluk. En genc ev sahiplerinden biri oldugumuzu bile apartman toplantisina gidince anladim. Once toplantiya birine vekaleten katilip katilmadigimizi sordular, sonra da (ara verildiginde) ne is yaptigimizi soranlar oldu. Bu gibi seyler Amerikali'larin pek yapmadigi seylerdir. Muhtemelen bazilari bizi miras yedi sandilar. Kalanlari da iyi bir soyad sayesinde bir yerlere geldigimizi (dedi Robby) :) Amaan bos ver (dedim).
Zaten hayatimdaki bazi baska insanlar (sevdigim, dost bildigim) sahip olduklarimi gorunce, Amerika'da iyi isler basarmanin cok kolay olduguna inanmayi seciyorlar. Ardindaki emegin buyuklugunu gormuyor/gormek istemiyorlar. Ama olsun, muhim olan benim ne hissettgim. Caktigim civinin benim oldugunu bilmek harika bir duygu.
Yeni evimizin en sevdigim yani sehrin gobeginde ve her yere yakin olmasi. Canimin istedigi anda canimin istedigi seyi bulabilmek, gunun her saati insanlarla dolu caddelerde yurumek en ozledigim seylerdi. Dolayisiyla artik her gun sokaga cikip gezebiliyorum. Aksam uzerleri gol kiyisinda kosuyorum, bazen bisiklet suruyorum, hava daha da sogumadan paten kaymayi planliyorum. Eksikligini yasamamis birinin anlamayacagini biliyorum ama 1 yil suren suburb hayatimdan sonra tum bunlar bana tarifsiz bir mutluluk veriyor.
Oyle ki; mesela bugun mutfak tezgahinin 2 hafta daha takilmayacagini ogrendim ve bu normalde (suburb'de yasarken) beni delirtebilecek bir durumdur ama suan gayet sakin karsilayabiliyorum. Cunku mutfak varsin olmasin, yemek pisirmesemde olur, canimin istedigi baska her seyi yapabiliyorum.
Dahasi internetimiz hala baglanmadi. Laptopumu kuzenim giderken goturdu. Anneme vericek. Samsung'un yeni cikan tabletini alacagim ve cikali gunle oldu. Best buy'a gormeye gittim, oynadim, pek sevdim. (bu arada henuz almadim, onumuzdeki hafta alicam) 1 haftadir kiyafetlerimi torbalardan cikarip cikarip giyiyorum. Makyaj malzemelerim sepetler icinde yatagin altinda duruyor.
Evdeki karmasayi (hatta mezbeleligi) anlatmaya kelimeler yetmez. Yattigim yer (yatak odasi diyemiyorum cunku hala yatak odasina benzemiyor)nispeten temiz ama odada yok yok. Mesela ust uste duran ayakkabi kutularini komedin olarak kullaniyorum. Gerisini varin hesap edin. En son bu kadar karisik bir odada Boston'da ogrenciyken kalmistim ama o zamanlar yatagim bu kadar rahat ve sicak degildi. 4 parmak kalinliginda bir $iltede yatiyordum. Haliyle Boston'un -30 C'yi bulan soguklarinda geceleri korkunc geciyordu. Demem o ki, bu gune gelinceye kadar ohoooo... bu ev beni rahatsiz edebilecek gucte degil.
Bunlar beni mutsuz etmiyor. Yani duzelse memnun olurum tabi ama olmuyor diye de sinirlerimi bozmuyorum.
Benim sinirlerimi $artlar degil, ekseriyetle insanlar bozuyor. Densiz laflar, hadsiz tavirlar, vs. bunlar benim canimi SIKIyor. (evet yine birilerine kizdim ve kirildim ama simdilik icime atiyorum. Sonra anlatacagim. Biraz icim sogusun oyle)
Neyse (nereden geldim ben buraya), tum bu olanlardan tek $ikayetim surekli di$arida yemek zorunda olmakti. Et, tavuk, balik, mantar, vs. ama her halukarda izgara yemekten icim kurudu. Daha sulu yemeklere ihtiyacim vardi. Onu da blog sayesinde tanidigim harika insanlardan biri olan shoppingmage'in instagramda yazisirken getirdigi oneri uzerine bugun elektrik ocagi ve slow cooker aldik. Bir nevi cozduk yani.
Instagram'dan hemen her gun bir seyler paylasmaya devam ediyorum. Bu postu gercekten yazmaya cok ihtiyacim oldugu icin hubby'nin bilgisayarindan yaziyorum. Ve onun bilgisayari malesef Windows :( Nasil zorlaniyorum anlatamam. Mac'ten sonra her seyi bir tuhaf geliyor. Tek parmak, ve klavyeye baka baka yaziyorum. Fotograf ekleyemeyi bile beceremedim. :(
Windows'la olan bu nefret iliskimden dolayi muhtemelen tablet devrini acincaya kadar bir daha bir sey yazmam.
Kendinize iyi bakin...
Haftaya falan ugrayin, muhtemelen donmus olurum. Nordstrom, Macy's, anthropologie vs. yani evin etrafindaki bilimum magazada gorup begendigim, almasamda ilginc yada hos bulup fotogragini cektigim seyler, son donemde okuduklarim ve izlediklerim ve tabiki son alis-verisler, rujlar, rimeller ve daha neler neler konulu postlar yapmayi dusunuyorum.
ama simdilik bye bye! mcks ;*