Monday, March 18, 2013

Dalli gullu mutfak esyalari~

@ 10:07 AM 0 comments
Donem donem evin bir yerine takiyorum, ve surekli o taktigim yer icin ali$-veri$ yapiyorum. Bu durum istediklerimi bulmam ve o bolgeyi kendimce tamamlanmi$, bir nevi kurtarilmi$ bolge sayincaya kadar devam ediyor. Mesela, bir sure once yatak odasina takmi$tim. 3 takim yatak ortusu, 4 car$af takimi, cok sayida pike ve battaniye aldiktan sonra takintim gecti. En az 3-4 aydir magazalarin yatak takimi bolumune bile ugramiyorum.

Yeni takintim mutfak. Oturup kalkip mutfak e$yasi aliyorum. instigram ve bloglarda bazi hatunlarin tabak-canak resimlerini gordugumden beri de dalli gullu tabaklara ozeniyordum. Bu arada o resimlerde benim icin epey faydali oluyor. Esyalarin sofradaki goruntuleriyle kutulardaki halleri farkli oluyor. Gozumde canlandirmami kolayla$tiyor. Ba$ta instigramdaki hatunlarin hakkinda guzel $eyler yazdiklari Cath Kidston'in takimini almayi du$unuyordum. Robby'e gosterdim, melamin diye agzini burnunu egdi. Normalde begendigim hic bir $eye boyle tepki vermediginden bu sefer boyle yapmasina $a$irdim ve alamadim, icime sinmedi. Sonra anneme anlattim (o da sagolsun hep  damadindan taraf :/ ) "ayyy melamin petrol artigiiii" dedi (ayni boyle uzata uzata). Hatta paran yoksa biriktir parani sonra al bile dedi. Ucuz olmadigini soyleyince zaten kulliyen kar$i cikti.
Haliyle bende ba$ka bir markanin benzer tarzdaki porselen urunlerini aramaya ba$ladim. 
lenox butterfly meadow
Vee, kalbimi Macy's'de bu bebeklere kaptirdim.
Neyin nesi kimin fesi, nerede/neyle yapilmi$, yaparken petrol artigi kullanmi$ mi :P, etc. detaylari ogrenmek icin hemen arkasini cevirip baktim. Sadece Lenox butterfly meadow serisi oldugunu ogrenebildim. Neyse, eve gelip  sitesine baktigimda, hem made in USA, porselen, kansorejen madde icermeyen boyalarla yapildigini hemde indirimde oldugunu gormu$ oldum.
Indirimin verdigi co$kuyu, icimdeki ali$-veri$ a$kiyla birle$tirip, iki ki$i oldugumuz icin kahvaltiya her gun ayri bir renk sofra kurarim du$uncesiyle rasyonelize ederek iki takim birden aldim.
fincanlar
Fincanlari da pek $irin...
Bir kac haftadir kullaniyorum. Surekli makinede yikandigi halde ne desenlere ne renklerine hic bir $ey olmadi. Yani sira, microdalgaya'da dayanikli, es kaza kahvaltiya gec oturursak soguyanlari isitmak istedigimde oradan oraya aktarma derdim olmuyor.
En sevdigim tarafi da porselenin kalitesi, ince, cok zarif, $iir gibi...

Uluslararasi gonderim yapiyorlar mi bilmiyorum ama resmi sitesi burda.

 Bir kac gune kalmadi, bir takim daha gordum. Onu da cok begendim.
Taslarinin kocamanligina vuruldum desem...
 Cereal icin buyuk tas gerekiyor. Otekiler cok minik kaliyordu. Fincanlarina baktim ama begenmedim. Agiz kismi daha ince olan fincanlari daha cok seyiyorum. Hatta o yuzden kupayla da pek aram yoktur. Ama buyuk tabaklarini almayi du$unuyorum. Bakalim kismet...

royal albert porcelain
Royal Albert'in USA sitesinden aldim ama UK'den de gonderim yapiyorlar.  UK kargonun Turkiye'ye daha ucuz ve cabuk ula$acagini du$unuyorum.
Bakmak isteyenler icin burda

Bu kadarla dala gule doyduk mu?
HAAYIIIIR!
Ikea tray
Gecen pazar ikea'da bu tepsiyi ve peceteleri gorunce, benim bayilacagimi bildigi icin Robby hemen cagirmi$.  Bende affetmedim, direk kaptim tabi ki :)

Sunday, March 17, 2013

mutemadiyen tikiniyorum~

@ 11:40 AM 0 comments
Kakaolu toplar

Zannediyorum, Mart-Nisan-Mayis aylari demek kuzey yarim kuredeki pek cok kadin icin diyet aylari.

Benim icinde genellikle oyledir. En azindan bu zamana kadar oyleydi. Bu sene ne olduysa oldu. Havalarin hala duzelmemesinden midir, nedir?  Mart ayi geldi, benim ishahim acildi.
Durumum felaket!
Kot pantolon giydigimde, belimden ta$an minik, sevimsiz, derhal defolup gitmesi gereken simide aldirmadan hemen hemen her aksam tikiniyorum.

Bu bebeklerde o aksamlardan birinden.
Evde son dilimleri yenmeyen, hafif kurumu$, ce$itli kekleri atmaya kiyamadim. Robotta cekip kakakao ve sutle kari$tirip top haline getirdim. Sevgili, uzerine azicik hindistan cevizi istedi. onunkine koydum, kendiminkine koymadim. Onu da ekleyeydim, hic durdurak bilmeyecektim.
Bir lezzetli oldu ki... Normal keki bile bu kadar yemiyordum.

Iradeyi devreye sokup, kendime hayir yeme demeliyim. Yada her zamanki gibi u$enip yapmamaliyim ama ne mumkun. Yapmaya usendigimde bile gojiberry falan gibi hazirlanma gerektirmeyen $eylerden hupletiyorum. (dun aksam oyle yaptim mesela:( )

Bende bu aralar durum boyle.
Tez zamanda degi$mesi dilegiyle...

Tuesday, March 12, 2013

2:46 : Aftershocks: Stories from the Japan Earthquake

@ 2:35 PM 0 comments
kindle readings

Aslinda okuyali cok uzun sure oldu ama dun Sergul'un bloguna baktigimda hatirladim. Depremin hemen sonrasinda hissettiklerini anlattigi bir yazi yazmi$. 1999'da deprenden ozellikle maddi olarak ailecek epey buyuk yaralar aldigimizdan da olsa gerek, empati kurmakta hic zorlanmadim. O donemde biz cana gelecegine mala gelsin demi$tik ama sonucta mal canin yongasi. O donemde hic ummadigimiz SIKINtilarla bogu$mak zorunda olmak, kolay olmami$ti. Dahasi bir sure sonra annemin i$ nedeniyle surekli deprem bolgelerine gitmek zorunda olmasi, ve o ya$ta uzun saatler evde bir ba$ima kalmak beni manende cok zorlami$ti. 
Insan cok guclu bir organizma. Her $eye ali$iyor. Bugun hayal gibi gelsede o gunler geldi gecti. Geride hatiralar kaldi. 

 Bu kitapta Japon'da ya$anan hikayelerin derlenmi$. Cok guzeldi. Hala ara ara bakiyorum. Kimi insanlarin sakinligine, kimilerinin umuduna, kimilerininse panikleme hikayelerini okuyorum. Hep soylerim; gercek insan hikayelerini ayri bir seviyorum.

Buradan bedava kindle versiyonunu indirebilir, yada hardcover secenegine tiklayip $12'a baski versiyonunu alabilirsiniz.

Monday, March 11, 2013

Keep Calm & Carry On~

@ 10:43 AM 0 comments
Aksi gibi Chicago hafta sonu cok yagmurluydu. Gezmeyi sevdigimiz icin tabiki yagmur bizi duruduramadi ama arada islanmamak icin yagmurdan kacip, magazalara dar attik kendimizi.O kacma anlarindan birinde, Marshall's'da gezerken buldum bu kutuyu.
Cay kutusuymu$.

keep calm and carry on

Robby, 2. Dunya Savasi sirasinda Ingilterede cildirmi$, nereye saldiracagini $a$irmi$ insanlari sakinle$tirmek icin posterlere "sakin ol ve devam et" yazdiklarini soyledi. Gerci posterler hic bir zaman asilmamis ama asilsa bile etkili olur muydu tarti$ilir. Cunku mesela Amerika'da yollarda SIK SIK gordugumuz hamburgerli tabelalarin insanlarin i$tahini acmadigi ve hamburgercilere yonlendirmedigi bilimsel olarak kanitlanmi$. Yani resimlerin kayde deger etkiler birakmadigini artik biliyoruz ama yazi belki etkilidir. Nede olsa algi surecinde beyinde izledikleri yollar farkli. Ara$tirmak lazim...

Icmek icin aslinda fazla baharatli buldugumdan english breakfast cayi sevmem. Kutusu ho$uma gittigi icin, sonrasinda icine ba$ka sevdigim caylardan doldurma amacli attim sepete.
Hem belki beni de sakinle$tirir belli mi olur...

Cay demi$ken, kuru kuru cay gitmez, yaninda guzel bir cikolatadan bahsetmeden gecmek olmaz.  Kahve cekirdegi buyuklunde minik cikolata taneleri. Gayet diyet friendly bir arkada$, her biri 1 kaloriymi$. 4-5 tane yesem bana yetiyor. Coook cok az yagli ve az $ekerli, benim bile $ekerimi cikarmadi yani o derece. Zaten butun kutuyu bile yesek 70 calori aliyoruz. 
dark chocolate nibs
Trader's Joe'dan aldim.Amerika'nin Mid-West di$indaki bolgelerinde var mi bilmiyorum. Ben $imdiye kadar sadece Chicago ve yakin cevresinde gordum. Kendi adiyla cikardigi dogal/Organik urunleri satan bir market. Organik marketlerin pek cogundan daha hesapli olmasi ve cali$anlarinin yardim sever olmalari ile favori marketim haline geldi. Son donemde kucuk ali$-veri$lerimin tamamini Trader Joe'dan yapiyorum.

Thursday, March 7, 2013

Son izlediklerim~

@ 2:22 PM 0 comments
Kendimi bildim bileli belgesel izlemeye cok merakliyim. Eskiden ben kendi ba$Ima yada annemlerle beraber zaten izlerdim ama hayatima giren hic kimse ne bir sevgili ne de bir arkada$ belgesel turune benim kadar merakli olmadi. Goru$tugum insanlar ya apolitikti yada bildiklerinin cogunu haberlerden ve kurtlar vadisinden ogrenen insanlardi. 

Robby'i ilk tanidigim zamanlarda en cok dikkatimi ceken, bir konu hakkinda soylediklerimi sonuna kadar dinleyip (ama kulaklariyla), hayir sen yanli$ biliyorsun demeden, buna mi kafa yordun demeden, hehe deyip gecmeden, mantikli cevaplar vermesi olmu$tu. Tamamen haksiz oldugum veya yanli baktigim bir konuda bile son derece zarif bir tonla ve bana konuya baska bir perspektiften bakmama yardimci olucak cevaplar vermesi, bazen ben konuyu yeterince bilmiyorum, falanca gune kadar bakicam sonra uzerinde konu$alim demesi cok ho$uma gitmi$ti. Tarti$ma adabini bilmeyen, konu$mak icin yeterince kelime dagarcigina sahip olmayan, cahil ve saygisiz tiplerle goru$mek durumunda olunca, onun bu hali benim icin bulunmaz bir meziyetti.

Zaman icerisinde ikimizden birinin bildigi digerinin bilmedigi, bildigimi sandigi ama tam bilmedigi yani uzerinde konu$amadigimiz konularda beraber belgeseller izlemeye ba$ladik. Tabiki tek bir belgeseli bilgi kaynagi olarak gorup, onu baz alarak bir yargiya varma hatasina du$meyerek. O konu hala merak ediyorsak ba$ka kaynaklarada bakiyoruz ama belgeseller ne olursa olsun iyi birer girizgah oluyorlar.

Guncel konulari derinlemesine ogrenmek icinde en ideali belgesel programlar oluyor. Frontline bunlardan bir tanesi.

interactive-frontline-01

Izleyiciyi SIKmadan, konuyu fazla dagitmadan, ilgi ki$ilerle yapilan roportajlarla susleyerek yapmi$lar.  
Sorulara net, acik, kafa kari$tirmayacak cevaplar aliyoruz.
Mesela Amerika'da ekonomik kriz neden oldu? sorusunun cevabini ben pek cok ki$iden alamadim. Sonuclarini herkes cok guzel anlatiyor, burada bir problem yok ama sebebini acik ve anla$ilir aciklayabilen pek kimseyi gormemi$tim. I$te bu adamlar onu cok guzel anlatiyor. Dahasi, bir birinden cok farkli konulari i$liyor. Mesela baz istasyonuna tirmanan adamlarin hazin sonlarindan bahsettikleri bir bolumu de var.
Fazla uzun degil, 50 dakika falan. Eger daha uzun suren bir konu varsa 2 bolum halinde yayinliyorlar. $uan 31. sezonlarindalar, 28. sezona kadar konular hala bugun bile guncelligini koruyor. 

how-the-states-got-their-shapes-509981e79e169

Severek izledigim diger belgesel serisi "eyaletler $ekillerini nasil aldi?"
Sunucusu Frontline'dakilere gore cok daha geveze, esprili ve keyifli bir adam. Eyaletlerin $ekilleri cizilirken ne gibi faktorlerin rol oynadigini anlatiyor. Mesela, bir bolumde tren yolunun etkisini anlatirken, digerinde kulturel faktorleri anlatiyor. Tabiki bu esnada Amerikan tarihi hakkinda da cok $ey ogrenmi$ oluyoruz. Amerika'ya gelmek isteyenlerin, merak edenlerin ilgisini cekebilecegini du$unuyorum. 

presidents_film_landing

Son belgesel serisi cok eglenceli yada herkesin bilmesi gereken bir konu degil. Uzerinde her gun herkesin konu$ulabilecegi ho$ bir sohbet  konusuda degil. Son 100 yildaki Amerikan ba$kanlari hakkinda PBS'in yaptigi bir belgesel (yani sponsorlu i$, az cok yanli olma ihtimali var).

  Bu seri sayesinde cogunun yaptiklarini genel hatlariyla ogrendik. Turkiye'de nasil yakin tarih cok iyi bilinmiyorsa, burdada Amerikalilarin bile cogunun cok iyi bildigini du$unmuyorum ama $uan kalici oturumumla alakali bir takim sebeplerle ogrenmem gerekiyordu. Benim icin en olumlu tarafi kar$ila$tirma yapma imkani bulmu$ olmam. Mesela, eskiden tarihte cok haz  etmedigim bir cumhurba$kaninin, artik pek cok davrani$Ini konjekturel bulmaya ba$ladim. Doneminin diger ba$kanlarina baktigimda hic farkli olmadiklarini gordum. Bu bakimdan bana cok $ey katti. Kar$ila$tirmali tarih bilmemenin benden neler goturdugunu bu kadarcik bilgi kirintisiyla bile gormu$ oldum.

Itiraf etmeliyim ki, cift olarak ikimizde iyi birer film izleyicisi degiliz. Robby komedi izlemeyi sever. Ben animasyon severim. Bunlari da mumkun mertebe sinemada izlemeye calisiriz. Ama evde genellikle belgesellere takiliyoruz. Dev ekran televizyonu bile Rosevelt'in tum kiri$ikliklarini gormek istiyorum diyerek alan bir sevgilim var. Ne bekleyebiliriz ki?  :)
Dolayisiyla $imdiden soyleyeyim, izlediklerim deyince bahsettiklerim, belgeselden oteye gecmeyecek.

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review