Wednesday, September 16, 2015

How to boost your memory~

@ 8:54 AM 0 comments
Son postlarimin hepsi ust uste seyahat konulu olmus.
 En sevdigim aktivitem gezmekte olsa, hep gezmiyoruz.
Baska seyler de yapiyoruz. Onlari da yazmak lazim.
Gemide kara gunleri cok yogun gectigi icin deniz gunlerinde yorgun oluyorum ve genellikle kitap okumak seminerlere katilmak gibi pasif aktivitelerle vakit gecirip iliklerime kadar dinlendigimi hissediyorum.
 
Hawaii gezimizde 4 gun gidiste 4 gun donuste deniz gunu vardi ve dinlenmek icin cok vaktim oldu.
 
Okudugum kitaplardan bir tanesi bu kitapti.
Kindle'im varken bedava kitaplari okuma sansim oluyordu.
Sonra Iran'a gittigimde arkdasima verdim falan, o da okuyor ingilizcesini gelistiriyor mu bilmiyorum ama ben okuyamiyorum  o kesin.
Evde bol miktarda print kitap var ve kindle'in yerini asla tutmuyor.
 
Neyse konumuza donelim.
Bu kitap hafizamisi nasil gelistirecegimizle alakali.
Benim sahsen hafizam cok iyidir.
Bir seyi bildigim dillerden herhangi birinde 1 kez dinlesem hatirlarim. Okusam zaten kesinlikle hatirlarim. Okudugunu hatirlamak cok daha kolay.
 
Fakat herkes bu kadar sansli degil. Dahasi belki hatirlamanin daha kolay yollari vardir ve ben zor yoldan gidiyorumdur diye dusunerek aldim.
 
Acik soylemek gerekirse pek oyle bir sey yoktu ama bu demek degildir ki kitabi sevmedim.
Mesela boyle defining idea'lar vardi icerisinde.
Cok monoton bir konunun akici anlatilmasini saglamis.
Hafizayi zayiflatan faktorlerin cok uzerinde durulmus ve genellikle dogru noktalara parmak basilmis.
Arada bilimsel calismalara da yer verilmis.
Yazilanlar havada kalmamis, temellendirilmis.
Politika yapmaktanda geril durulmamis :)
Boyle yagmurlu bir gunde okumustum.
Arada cama vuran damlalara bakmistim.
Gemide internet kullanimi sINIrli oldugu icin bir nevi sosyal medya detoxu kivaminda, guzel bir gundu.
 
 
Daha oncede belirttigim gibi ben alirken bedavaydi suan bedava degil ama para verip almaya degecek bir kitap.
Anlatim dili kolay, ozellikle sayisal bolumlerde okumus, ingilizcesi cok advance olmayanlar icin iyi.
Fakat sosyal bilimler, mesela ingiliz dili edebiyati, sosyoloji falan gibi bolumleri ingilizcesi okuduysaniz. Ingilizce anlaminda pek bir sey katacagini sanmiyorum.Yinede fazla kafa yormadan hizla okuyup bitirilecek kitaplarda bir ihtiyac aslinda.
Okumak isterseniz,illa kindle'inizin olmasina gerek yok, smart phone yada tablete kindle app indirip, buradan alarak da okuyabilirsiniz.
 
 

Tuesday, September 15, 2015

Ensenada, Mexico~

@ 9:17 AM 1 comments
Meksika'ya aslinda SIK SIK gitmeme ragmen sadece burada  yalnizca 1 kere Cozumel'den bahsetmem ne yazik!
aslinda cok guzel yerleri olan cok guzel bir ulke.
Favorim Karayip denizine bakan sahilde olsa Pasifik tarafininda kendine ozgu bir hoslugu var.

Daha serin, daha ruzgarli,daha corak
Yinede insane kendini sevdiren bir tarafi var iste.
Adini koyamasamda var.

Ensenada, Meksika'nin Pasifik okyanusuna bakan sahil kasabalarindan biri.
Sehir merkezi yat limanina cok yakin, yurume mesafesi diyebiliriz ama benim esas gormek istedigim sehrin merkezi degil.

Daha burada bahsettigim, Hawaii'dekinden cok daha mukemmel olan blowing waves (puskuren dalgalar) gormek
Daha once puskuren dalgalardan daha once burada da bahsetmistim ama bence Hawaii'deki cok muhtesem degildi. Ensenada ile ilgili cok daha guzel seyler duydum.
Dolayisiyla gemimiz limana yanasir yanasmaz otobuse atladim ve yola koyuldum.
Yolda gordugum Meksikali bir sokak saticisi

Otobusten fotograf cekmeye devam ettim tabiki, yoksa canim cok daha fazla SIKILirdi. 
 
Otobuste turistleri cocuklara para vermemek, cocuk saticilardan alis-veris yapmamak konusunda ingilizce ve ispanyolca olarak tekrar tekrar uyariyorlar.
Eger onlardan alis-veris yaparsaniz, ya benim gibi otobus soforu olur, ya muavin  yada tur guide diyor sofor.
Sokakta para kazanmayi beceremezlerse, babalari calisir ve onlar da okula gider diye ekliyor.
Soforun sozlerine katilmamak mumkun degil.
Guvenli sayilabilir.
Turistleri yururken taciz eden gormedim.
Sadece saticilar bir seyler satmaya calisiyor o kadar.
Ensenada, hem bir sahil kasabasi hemde tarimin yaygin oldugu bir yer.
Ve garip bir bicimde ikisininde pek iyi yapilmadigi bir yer.
Daglari, tepeleri, colleri asiyoruz.
Bir turlu varamiyoruz.
 Bir an yahu bu adam beni nereye goturuyor tribune girdim ama sagima soluma bakinca gemiden tanidik yuzler vardi.
Bakindigimi gorunce Kanadali yasli bir cift cok uzakmis dedi.
Robby'i falan sordular. Hasta oldugunu soledim. Onumuzdeki 5 gun denizde olacagimiz icin ben onu birakip kendim gezmeye ciktim falan dedim.
Fotograf cekmek iyi oluyor yolda, vakit geciyor.
Hemde normalde aklimda kalmayacak detaylari hatirlamak acisindan iyi oluyor.
Tabi arada boyle bir birine cok benzeyen seylerde cikiyor ama alistiniz artik benim bol, hatta zaman zaman luzumsuz derecede bol fotorafli postlarima, yadirgamiyorsunuzdur.
Guzel manzaralar esliginde gittik gittik en sonunda denizi daha cok gormeye basladik ve galiba yaklasiyoruz hissi olustu.
Nitekim vardik.
Boyle bir pazar karsiladi bizi.
Otobusten inmeden kalkis, binis saatlerini soyledi sofor.
Ben yalniz oldugum icin tanidik yuzlerden cok uzak kalmamaya calistim.
Zaten saticilari saymazsak hemen hemen herkes Amerikali, Kanadali yada tabiki Japon turistti.

Sattiklari seyler genel anlamda guzeldi.
Hatta Meksikali bebeklerden bende aldim.
Daha buyuk bir evim olsa eminim alacak daha fazla sey bulurdum. 
Turistlerin kucuk bir bagis karsiliginda oynadigi bir kaplanci vardi.
Vahsi kaplani nereden bulmuslar n'apmislar bilmiyorum ama izlemek acisindan hos bir deneyimdi.
Ve tabiki Meksican restorantlar
Carsi umdugumdan buyuktu cikti acikcasi.
Neredeyse asil gelis amacimi unutacaktim o derece.

Puskuren dalgalara yaklastigimiz yerdeki meydanda para kazanmaya calisan sokak danscilari
vidyosunu izlemek isterseniz, instagram vidyolarindan yaptigim kolaji buradan izleyebilirsiniz.
Ayni linkte puskuren dalgalarin kendisi de var. Cok basarili degil biliyorum ama fikir vermesi acisindan yinde  ekledim.
Bir de boyle bir ressam vardi.
Seramik tabaklara resim yapiyordu.
Okyanus
Ve daha fazla okyanus
Ve daha fazla :)
Veeee finalde puskuren dalgaaaaa!!!
:)
Evet gercekten muhtesem
 Degil mi?
Burada da Ensenada hatirasi.
Robby gelmis olsaydi, ona arkamdaki dalga puskurene kadar cektirirdim ama Japon turistleri fazla zorlayamadim
Dalgasiz hatira pozu oldu.
Carsida gezdim, dalgalara baktim, fotograf cekildim.
Saate bir baktim.
Gitmem lazim.
Meksika'da yolda olabilecek roterlere falan daha fazla pay vermek gerekiyor.
Rahat insanlar Meksikalilar, o yuzden ister istemez en kotu ihtimalleri dusunuyor insan.
Donus yolu nedense daha kisa hissedildi ama geminin kalkmasina 1 saat kaldigi icin limana yakin olan merkezde gezmeye yeltenmedim.

Bu kadar yola degdi mi derseniz, bence degdi.
Bir sehri gittim gordum demis olmak icin gezenlerden degil, gercekten gezmek, gormek, eglenmek, ve mutlu olmak  icin gezenlerdenseniz gitmeye degecek bir yer ama cok havali yada fotografik acidan cok degerli bir yer degil.

Friday, September 11, 2015

Coffee Plantation {Kauai, Hawaii}~

@ 12:01 PM 0 comments
You know I love coffee, who doesn't?
So we can't skip the opportunity of visiting coffee plantation for sure.
 it is one of "must see places" for us.
 
Bir kahve sever olarak Kauai'ye gelip kahve plantation'nina gitmesem olmazdi.
Although it would be a lot more fun if we went there with a better group, I'm still glad that we have been such a nice place.
It was a great experience to walk around coffee trees and trying different types of coffees and roasts.
 
Aslinda cesit cesit kahveler deneyip keyif yapilabilir bir yerdi ama gittigimiz grup tatsiz oldugu icin cok eglenemedim malesef
 
Yinede en azindan kahve agaclarinin arasinda gezdigim, kahve cekirdeklerine dokunma sansi elde ettigim icin mutluyum.
 
 
Between those 5-6 different types of roasts my favorite one was light roast.
All others was little too strong for me.
 
5-6 cesit kahve denedim ve itiraf etmek gerekirse cok sevmedim.
Ben daha aromali ve hafif kahveleri seviorum.
Bu benim icin cok agirdi.
I learned so much about how to grow a coffee tree.
Of course, I don't remember much right now.
All remember is coffee tree is a short, leaves are hard textured and it doesn't have a smell much.
 
Kahve denemeleri disinda, suan tamamini hatirlamasamda kahve yetistirme ve kahve agaciyla alakali yeni yeni seyler ogrendim. Mesela kahve agaci kisa boylu, sert yaprakli ve kokusuz bir agacmis.
 
 
 


They put some information boards.
I didn't read it when we were there. I just took a photo to read it later.
And of course, I never read it as usual
Yes, I know, I am lazy.
 
Ara ara bilgilendirme tablolari koymuslar.
Sonra okurum diye fotografini cektim ve her zamanki gibi okumadim :)
 
asagidaki yaziyi okuyup kendimden suphe ettigime inanamiyorum.

yes, of course there are no such a thing called "decaf coffee tree"
I wish there was though
 
Ve evet tamda bildigim gibi decaf tree diye bir sey yokmus.

 
 
 
 
 

this is how they dry coffee beans
 
Kahve cekirdekleri agaclardan toplanip boyle sererek kurutuluyormus.
and then they roast them, grind them and ready!
Honestly, I didn't learn much of a new things. I already saw some coffee beans and trees photos before. But seeing them in person, touching them is absolutely different experience.
 
After we left our unpleasant group we went to here, and if you like to know places we have seen before you can click on here and here.
 
Sonrada roast ediyorlarmis herhalde.
Genelde bildigim seyler olmasina ragmen insanin karsisinda kanli canli gormesi baska bir seymis.
Iyiki gelmisiz 
 
 Sonrasinda sevimsiz grubumuzdan ayrilip sahile buraya gittik. Oncesini okumak isterseniz buraya, ve buraya bakabilirsiniz.

 

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review