Monday, June 2, 2014

Lush Herbalism~

@ 9:56 AM 0 comments
Son zamanlarda kozmetik, cilt bakimi vs. konularda postlar yapmamaya basladigimi farkettim. Oysa almaya ediyorum. Eskiden ne guzel hemen hemen her aldigimi yazardim. Bu acigi en kisa zamanda kapatmayi umuyorum.
Kozmetik postlarina verdigim bu uzun aradan sonra Lush'la dondum. 
Lush benim icin cok populer olmasina ragmen tam randiman alamadigim, zorlasamda begenemedigim markalardan.
Bu urunu cok isteyerek aldim ama sonuctan cok memnun kalmadim.

Bunun sebeplerini soyle siralayabilirim:

Kullanim kolayligi
Tepesine basip avcunuza dokulen pompali urunlerin rahatligi yok 
Avucuma alip uzerinde 1-2 damla su gezdirip, eritip, yuzume masaj yaparak, maske yaparcasina surmem gerekiyor. 
Hic pratik degil ve usengecler icin hic uygun degil.

Tanecikli yapisi
boyle putur putur tanecikli bir yapisi var. Azicik tanecikli olsa severim ama bu oyle degil. Kocaman kocamn ve cok.

Yikadiktan sonraki his
Fazla yagli, hatta hic temizlenmemis gibi. Onlar bunu "nemli" diye acikliyorlar ama bence bu bildigin yagli. Ki$in asiri derecede kuruyan ciltler icin eyvallah ama her zaman kullanabilecegim bir urun degil. Bir kere benim yuzumu yikamamin amaci bile o tertemiz oldum hissiyle bulusabilmek.

%100 dogal
Icerigi tamamen dogalmis ki; bu iyi bir ozellik ama evde yaptigim ev tipi temizleyicilerle de bunu yapabilirim. 1-2 dogal yag ve sekere yada irmige bakar. Cok zor degil yani.
Dahasi ben zaten parfumlu urunleri severim.
Koklaya koklaya oturamadiktan sonra ne keyfi var yuzumu yikamanin. Hele de o "ter temiz oldum" hissini yasayamadigim bir urunle

Fiyat
Kesinlikle cok pahali.
O gordugunuz minik kutu varya, o $12.
Ambalaji bile olmayan, uyduruk plastik bir kutuya konan urun nasil olupta bu kadar pahali olabilir?
Dermalogica'dan -cok memnun oldugum icin genellikle hemen hemen tum urunleri onunla kiyaslarim- bile daha pahali. 
Yok artik!
Ustelik hic hediye vermiyorlar.

Begenmedigim tekrar almayacagim, urunlere bir yenisini daha ekledim. 

Kullananlar, kullanmayi dusunenler, sevenler, sevmeyenler ne diyorsunuz? 
Bilmek isterim. Bilmedigim bir ozelligi var da ben mi anlayamadim? bir hazineyi heba mi ettim yoksa?



















Friday, May 30, 2014

Monkey Bread / Maymun Ekmegi

@ 2:51 PM 0 comments
Paskalya tatilinde kayinvalideme gittigimizde yaptigi kek instagram'da cok ilgi gorunce, tarifini almis ve hemen yazmistim. Bloga eklemem bu zamani buldu. 
Olsun gec olsun guc olmasin.
Kayinvalidemin en az 30 yildir surekli yaptigi, defalarca denenmis bir tarif. Iyi sonuc verecegi kanaatindeyim. Ben bunun farkli ve daha saglikli bir versyonunu yapiyorum. Onu da eklerim bir ara (kim bilir ne zaman :))

Monkey bread / Maymun ekmegi nasil yapilir?

Hamur malzemeleri
  • 1 su bardagı sut
  • 1/4 su bardağı ılık su
  • 2,5 tatlı kasigi maya
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3,5 su bardağı un (daha fazlada yada biraz daha az da olabilir. Kulak memesi kivaminda hamur yapacak kadar)
  • 3 corba kasigi seker
  • 1 yumurta
  • 2-3 yemek kasigi tereyagi

Dis kaplamasi
  • 4 yemek kasigı tereyagi
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 3 kasik tarcın 
  • 1 su bardagi ceviz 

Sosu
  • yarim su bardagi seker
  • 1 yemek kasigi tereyagi

Yapilisi

  • Mayayı ılık su ve bir tutam şeker ile kabartiyoruz. 
  • Unun ortasını acıp kabarmıs mayayı,ılık sutu, tuzu, sekeri ve yumurtayi katarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapalım. 
  • Uzerini strecle sarıp, sıcak bir ortamda 30-40 dakika mayalandıralım.
  • Hamurdan findik kadar toplar yapalım.
  • Kek kalibimizin tabanina  kasik seker ve iri cekilmis cevizlerimizi koyalim. 
  • Erimis tereyagına önce batırıp sonrada seker tarcın karısımına bulayıp, yaglanmıs kek kalıbına koyalım. 
  • Bu şekilde de 45-50 dakika mayalandırıp iki katına çıkmasını bekleyelim.
  • Fırına atacağımız zaman 1 kaşık tereyağını eritip, içine esmer şekeri de karıştırıp üzerine dökelim.
  • 200 derecede 30-35 dakika pisiriyoruz.

 iste bu kadar. umarim anlasilir anlatmisimdir. Net olmayan bir kisim varsa sorabilirsiniz. 

Guney yakasi~

@ 11:55 AM 0 comments
Sehrin Guney yakasini pek sevmedigimi hep soylemisimdir.
Bunun tabiki pek cok sebebi var. Mesela sahillere uzak, beyaz nufus nispeten az, ve belli evlerle is yerlerinin karisik halde olmasi gibi. 
Bir de yatirim tarafi var isin tabiki. Obama'nin baskanlik donemi bittikten sonra o tarafin deger kaybedecegi soyleniyor. Cunku o tarafta oturuyor ve baskan secildikten sonra populer olmustu o bolge.
Neyse, oradan ev almasamda, arada bir o tarafta gezmeyi sevmedigim anlamina gelmiyor tabiki
Ayni anda hem havanin hemde bulutlarin cok guzel oldugu bir gundu.
Ayni manzarayi bulutlarin hatirina pek cok kez cektim.
Dunyanin kuzeyine gittikce bulutlar daha bir guzel oluyorlar sanki.
Ayni hissi Finlandiya ve Kanada'da da yasamistim.
Kendimi gokyuzune bakmaktan alamama, onlarin harikaligina hayran olma hissini.
Ustte ve altta Field museum
Bu gorkemli binanin hep bu resmini koyar birakirlar.
Herkeste zannederki, her sey boyle temiz ve tam, eksiksiz

Bu yuzden ben alttaki resmide eklemeyi gerek gordum.
Yolun kirik dokuklugune bakin.
Turistik sezon yaklasmasina ragmen onaril(a)mayisina.
Iste bu savas ekonomisi.
Paranin orduya nasil aktiginin, bunun icin nelerden fedakarlik edildiginin gostergesi.
Ustelikte hic kimseyi memnun etmeyen bir fedakarlik bu.
gereksiz...
Neyse, adindan da anlasilacagi uzere icerisinde muzelerin bulundugu museum campus'ten Milennium parka gectik.
Guneye gelip parka gitmemek olmazdi.
Bu kucuk Golf arabalarina bayiliyorum
Havanin biraz ilik olmasini firsat bilip, cocuklarla birlikte suyun icinde de kostum :)
az ugrassam bir Demet Akalin klibi cikarirdim buradan :P
Uzaktan fasulye
 konser alani (yukaridaki uzaktan, assagidaki yakindan)

Yaz boyu jazz konserleri yapiyorlar burada.
Cok guzel oluyor.
Gecen sene sandviclerimizi alip cok gelmistik.
Hava 10 derecenin uzerine her ciktiginda oldugu gibi bu seferde parki dolduran ve piknik yapan masum Chicagolular :)
Inkar etmeyecegim bizde onlardan biriydik
Bu da ben 
Bu mevsimde maxi etekleri seviyorum.
Deseni assagida kullanmak genis gosteriyor ama olsun
Minyon olmanin tadini desenli etek/pantolon giyerken cikarmayacagimda ne zaman cikaracagim degil mi? 






Dugumlere Ufleyen Kadinlar #EceTemelkuran ~

@ 10:24 AM 0 comments
Uzuuun zaman sonra -ben diyim 3 yil siz deyin 5- ilk defa Turkce bir roman okuyacaktim. Bunca yil sonra okudugum roman gecen zamanin ihtisamina yakisir olmaliydi.
Kendim secmis olsam ne okurdum bilmiyorum ama annemin secip begendigi bir romani tercih ettim. 
Iyiki de oyle yapmisim.
Kalbi kirik, biraz boslukta, kendini kaybetmemis ama kendini arayan 4 kadinin hikayesi.
Ama oyle Sex and the city kizlari gibi bagimli karakterler degil, 4 guclu kadinin hikayesi. 
Erkeklerin en guclu oldugu toplumlarda bile onlara muhtac olmadan yasayan kadinlarin.
"Cunku bir erkek bir kadinin nefesi kadar"

Ne anlatiyor derseniz, anlatmam cok zor cunku tek bir sey anlatmiyor.
Ana hikayeye eklemlenmis onlarca yan hikaye ve yan hikayelerinde hikayeleri.
Ve tum bu hikayeler muhtesem bir edebi dille anlatilmis.

Ece Temelkuran'in bu kadar iyi yazdigini hic bilmiyordum. 
Zira gazete yazilarinda bunu hissetmek hic mumkun degildi. Gerci konusmalarini severdim bir potansiyel oldugu belliydi.
 Ama romanciligi muhtesem olmus. Yani bu baska bir sey, bambaska!
Bence o herseyi birakip, romanciliga odaklanmali.

Betimlemelerini en begendigim yazarlardan Orhan Pamuk'la bile rekabet edebilecek gucte.
Ki Orhan Pamuk.... Orhan Pamuk yani!
Goruslerini begenelim begenmeyelim, romanciligi son derece basarilidir.

Onun kitaplarinda yasadigim, seanslar halinde okuma (mesela 1 gun 100-150 sayfa okuyup sonraki 2-3 gun hic bir hikaye okuyamama ve o hikayenin icinde yasama, okuduklarimi sindirme ve sonra tekrar 100-150  sayfa okuyup tekrar bir kac gun sindirme halini) Ece Temelkuran'in bu kitabinda da yasadim.
Sahilde okurken, frizbi oynayan cocuklar fazla gurultu yapinca, okurken Robby falan bir seyler sorunca kendimce sinirlendim, atarlandim falan. Hani hikayemi niye bozuyorsunuz? sinemada filmin orta yerinde ekranin onundan yuruyen golge gibisiniz.

Kitabi dun gece bitirdim ve hala icinden cikamadim. Karakterler hala kafamin icinde bir yerde yasiyorlar. 
Hani Ece iceriden bana seslense sasirmayacagim. Ona da bir kahve koyup karsilikli icecegim. O derece.

Kitabin Ingilizcesini bekliyorum. Cikinca onu da okuyacagim. O zaman karar verecegim bol odullu bir yazar olup olamayacagina. Cunku ceviri kalitesi muhim.
Ayni duyguyu alip alamayacagimi merak ediyorum. Verebilirse, tamamdir. 

Alacagi odulleri cok onemsemedigini biliyorum ama onun odullerini ben onemsiyorum cunku fazlasiyla hakettini biliyorum. Daha dun gece okudum, goruyorum.

Kendi icindeki gelisimine taniklik edebilmek icin diger kitabini da siparis ettim. Amazon'dan aldigim icin ufak capli bir servet verdim ama Ece'ye deger.

Wednesday, May 28, 2014

Pamukcuklar~

@ 9:29 AM 0 comments
Sonunda buralarada bahar gelip, havalar guzellestigi icin hemen hemen her gun parka gidip yuruyus yapmaya basladim. 
Tabi bunda annemin gelmesininde etkisi buyuk. Zira kendisi hergun yurumezse bacaklarinin agridigini soyluyor. Yani istesemde istemesemde oyle yada boyle her gun disari cikiyorum.

Bu sayede parktaki en ufak degisikligi gozleme firsati buluyorum. 
Mesela gecenlerde cimenlerin uzerinde biten pamukcuk  (yada adi herneyse) otlari/ciceklerini cim bicme makinesi dalip dumduz etmeden gorme sansim oldu. 
Aslinda alt tarafi yabanil bir ot iste...
Ki ben zaten cayiri cimeni, otu bocegi bile sevmem ama parkin baharla gelen degisimine gun be gun taniklik etmek cok keyifli
Boyle boylu boyunca pamuk pamuk uzanmasina bayiliyorum.
Cok mecbur kalmagidim surece o cimlerin, agaclarin arasinda hayatta yurumem ayri mesele. 
Hic benlik degil.
Kasinti tutar bir kere beni. 
Sonra bocek falan isirir eder diye korkarim.

Sehir cocuguyum neticede, tabiatla iliskim uzaktan bakmanin otesine gecemez, gecmesinde zaten.
O yuzden ortadaki yuruyus yolundan yesillere bakmak en guzeli.
Parkin pek cok farkli yerinden pek cok fotograf cektim.
Chicago'yu bilenler yada gelecekler icin, tamamini Lincoln Park'tan Gold Coast'la Lake view arasindaki 7-8 km'lik mesafeyi yururken cektim.
Telefonla cektigim icin tabiki cok super olmadi. 
Ama kabul edin hic fena sayilmaz. Ayrica goz dinlendirmek icin birebir.

Helede benim gibi yasaminin son 10-15 yilini sevmedigi 3-5 akraba, her konuda fikri olan ve herseye karisan insanlardan nefret ederek geciren bir gerizekaliyi bile dinlendirebildigini, bana bile iyi geldigini gozonunde bulunduracak olursak...

Hic birinin uzerinde her hangi bir degisiklik yapmadim. 

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review