Saturday, December 6, 2014

Roatan, Honduras

@ 4:21 PM 0 comments
Bir sonraki duragimiz Honduras'a bagli Roatan Orta Amerika'da Karayip denizine kiyisi olan bir minik adacik.
Indigimiz gibi her zaman oldugu gibi limandayiz.
Burada da araba kiralama, taksi tutup bir yerlere gitmek icin pusuya yatmis turcu amcalar var ama yalnizca fikir vermesi acisindan haritalarini fotografliyor ve ayriliyoruz.

Gemiden ayrilmadan once oyle uyarilar aldik ki; kararliyiz limandan fazla uzaklasmayacagiz. 
Bu benim icin yeni bir konseptti acikcasi. 
Turistlere (en azindan Amerikali turistlere) gemiden inmeden once, baslarina gelebilecek muhtemel durumlara karsi uyarilar yapiliyor. Roatan'da cok dikkatli olmamiz, disari ciktigimiz taktirde eger yalnizsak basimiza her turlu kotulugun gelebilecegi, kimseden yiyecek icecek hic bir sey almamiz, hic bir seyi koklamamiz vs. soylendi. Bu uyarilari bazi ulkelerde yaptiklarini ciddiye almamiz gerektigi de eklendi. Boylece Turkiye'ye gelen turistlerin neden disarida pek takilmadiklarini ve para harcamadiklarini anlamis oldum.
Disari cikmayinca, vaktimizi Cruise gemilerinin yolculari icin yaptiklari Mohagany Beach'te gecirdik.
Limandan teleferikle sahile gectik.
Daha sonrasinda yuruyecegimiz her yere kus bakisi goz attik.
Denizin icinde pufur pufur guneslenmek isteyenler icin yapilan tenteli deniz yataklarini gorduk.
Bir Roatan haritasi daha gorduk. Guvenli bir yer olsa nerede ne yapilirmis ogrendik.

Deniz bisikleti severim ama o kadar uzun sure karaya ayak basmayinca insan yurumek istiyor. 
O yuzden es gectim.
Jamaican English dedikleri bu olsa gerek.
Gerek ama Roatan'da ne isi var?
Acikan ama gemiye donmek istemeyenler icin restorant da vardi.
Gerci bombostu ama olsun. 

Dolastik dolastik sonunda sahile ulastik. 
Tipki Avrupa plajlari gibi igne atsan yere dusmez tarzi bir plajdi.

Saniyorum cok yosunlu oldugu icin kum dokmusler. 
Her halinden kul yapisi oldugu belliydi.
Insanlarin daha az oldugu kisimda, iskelenin uzerinde karsilastigim goruntude fikrimi pekistirdi.
Sahilde dolasip sarki soyleyen yerliler.
 Gurultuculerdi ama eglendirdiler bizi.
Iskelede ben :)
Kuru kafali $alimla ada atmosferine nasilda uyumluyum. 
Iskele kavrami Amerika'da pek yaygin olmadigi icin denize iskeleden girmeyi ozlemistim. 
Iyi geldi. 
Iskleleden girince deniz cok daha keyifliydi. Boyle bicir bicir yosunlar oynasmiyordu.
Datca'nin denizinde dibe bakinca nasil taslar baliklar falan goruruz ya, ayni oyleydi.

Geminin kalkmasina 1 saat kala denizden sonunda cikabildik ve  biraz yuruduk.
 
Teleferikten gordugumuz seyleri yerden de gormus olduk.
Teleferigimize binip geri donduk.
Yesilliklere hayran olduk.
Kendi kuruyup giden ulkeme uzulmeden edemedim tabiki ama yapacak bir sey yok.
Agac dusmani bir ulkenin cocuguyum.


Gemideki her kara gunu gibi Roatan gunu de cok yogun gecti.
Kamaramiz Roatan icin sansli bir noktadaydi. Zira uzaklasirken biraz once yuzdugumuz kiyiyi pencereyi goruyordu.
Adadan ayrilirken her zaman oldugu gibi geminin en tepesine cikip son bir bakis attik.
Sonra yemek salonuna indik.
Tum gun gezdigimiz icin acikmistik.
Yemek salonunun  penceresinden metruk bir gemi gordum.
Zoomlayip baktim.
Yarisi sulara gomulmus bile.

Bir gemi neden terkedilsin?
Cevabini bilmedigim sorular 181862543. olarak kaldi.
Gun batimina karsi aksam yemegimizi yerken muhtesem ada manzarasi esliginde tam yol Meksika'ya ilerledik.

Tatil sonrasi TjMax alis-verisi~

@ 2:33 PM 0 comments
Tatil oncesi alis-verisi olur da sonrasi olmaz mi?

Tatil uzun olunca elbet o da olur.
Gerci bu sefer tatilden ziyade mevsim ve evde bitenlerle alakaliydi.
Chicago'ya gelir gelmez super soguk bir havayla karsilastim. Hemen sarindim burundum.
Evde eskiiii bir panduf vardi. Onu emekli edip yerine yenisini aldim. 
Kendimce kışa hazirlandim.
Sonra her zamanki gibi kisisel bakim reyonunda kayboldum.

Sol bastaki ponza benim iflah olmayan topuklarima ponza dayanmadigindan alindi. Digerleri kisa zaman sonra ya kirildi, ya puruzlu yuzeyini kaybetti, hep bir seyler oldu. Birde  bu markayi deneyeyim. Bakalim bu basa cikabilecek mi benim toynayaklarla :) 

Bal rengi pompali kutu Scottish Fine Soaps 'in el sabununa ait. Koku, yapi her zamanki gibi efsane! Ne zaman denk gelsem aliyorum. herkese de tavsiye ederim. Gercekten guzel. 

Onun hemen onundeki metal kutuda da yine Scottish Fine Soaps'in Oatmeal bar sabunu var. Bar sabunlari gercenten seviyorum. Bana kendimi daha temizlenmis hissettiriyor.

She Argan Oil Leave-in treatment saci isiya karsi korumayi ve kaybettigi nemi geri kazandirmayi vaadediyor. Icerisinde Sulfat ve Paraben icermiyormus. Acikcasi neden aldigimi bilmedigim urunler on yuz bilmem kac +1 durumundaydi. Ilk kullanimdan hemen sonra geri vermeye karar verdim. Sacimi sert ve yapis yapis yapti. Allah'tan geri verme sansim var. Olmasa cope gidecekti.

O'pro leave in conditioner sacim o kadar cok karisiyor ki, bu ve bu tarz urunler olmasa asla tarayamiyorum. Degisik bir marka denemek adina aldim. Islevine ek olarak beslemeyi de vaad ediyor ama henuz bir degisiklik gormedim.

Keratin Complex parlatici tozsaclarimiza suruyormusuz ve mat oldugu gunlerde bile super parlak ve guzel gozukuyormus. 
Sahsen benim saclarim gayet saglikli ve parlak. Eee o kadar bakima olsunlar yani degil mi?
Kendimde bir yerlere giderken kullanacagim ama esas deneme sebebim annemin saclarini son gorusmemizde cok berbat bulmam oldu. 
Begenirsem onun icin yedeklemeyi dusunuyorum. Belli bir yastan sonra sac asla cok guzel olmuyor diyorlar, dogrudur, inaniyorum ama en azindan guzel gozuksun.

Keratin Perfect sampuan 'i keratinli sampuanlar bu aralar cok populer oldugu icin denemek istedim.3-4 ayda bir saclarimi guclendirmek icin Keratin bakimi zaten yaptiriyorum. Bu da ek bir fayda saglar umarim.

Beauty essential 'in cilekli armutlu yuz temizleme mendili. Biliyorsunuz bu mendilleri surekli kullaniyorum ama ilk defa bu kadar berbat kokanini gordum. 
Allah'im o ne oyle! dehset bir sey! bunu elbette bitirecegim ama bir daha cilek armut kombinasyonunu asla kullanmam. 
Blog'da TjMax'den sadece  kisisel bakim urunleri aliyormusum  gibi tablo cizsemde, aslinda bazen kiyafette aliyorum.   

Mesela en son indirimden Betsey Johnson' in elbisesini aldim. Boyle dalli gullu seyleri oldum olasi hep cok severim. 10 gun sonra gidecegimiz Hawaii seyahatinde valizimde yerini alacak.


Thursday, December 4, 2014

Listen! Little man / Dinle! Kucuk adam {Wilhelm Reich} ~

@ 12:02 PM 0 comments
Hani bazen insan der ya "aptal bu insanlar!" 
yada 
"insan olun biraz!"
"bu kadar bayagi olmak zorunda misin?"

Eminim herkes degil ama ben bu gibi laflari sIK SIK sarf ederim. Genellikle icimden tabiki.
Disimdan soyleyecek kendine guvene sahip biri degilim. Zaten cevaplariyla karsilasacak cesaretimde yok.

Bunu yaparken biraz tepeden baktigimin ve belki ukalalik ettigimin farkindayim.

Fakat amacim kimseyi kucumsemek degil, aslinda tek istedigim icimdeki ofkeyi kelimelere dokebilmek, bazen yalnizligimi dillendirebilmek.

Iste Wilhelm Reich kitabinda bunu yapmis.
Etrafinda onu inciten "kucuk" adamlara kalemiyle seslenmis.
Iyide etmis.
Icinde dindirilemez bir ofke tasiyan, muhitinde yalniz hissedenlerin sevecegini dusundugum bir kitap. 
Sahilde okumak icin biraz agirdi ama artik nasil olsa ki$a giriyoruz. 
Okumanin tam zamani, okuyun!




Grand Caymen~

@ 10:04 AM 0 comments
Merhabalar efendim, 
Tatil anilarima yenileri eklenip daha fazla unutmadan, birazda hatirlayip mutlu olmak icin anlatmaya basliyorum. 
Bol fotografli postlari ardi arkasi kesilmeden yazmayi umuyorum.

Ilk duragimiz Grand Cayman
Gemimiz limana yanasamadigindan feribotlarla karaya geciyoruz.
Feribot selfie'si olmazsa olmazimiz :)

Hukumetin vergiler konusundaki comertligi sayesinde pek cok sirketin ilgi odagi olan Cayman adalarina esimin isi nedeniyle daha once pek cok kez gelmistim ama google translatordan yarim yamalak cevirip yarim yamalak anlayacak merakli ve geveze is arkadaslarina dedikodu malzemesi olmamak adina yazmamistim.

Yani ada hakkinda bu kadar bilgiyi 1 gunluk seyahatten cok, gecmis ziyaretlerimde edindim.

Cayman Adalari haritada nokta seklinde gordugumuz minicik adalar ama boyutlarina gore cok cok onemli islere ev sahipligi yapiyorlar. 
Mesela kayitsiz para cenneti olmak yada vergisiz dergisiz tum bankacilik islemlerinizi yapabilmek gibi onemli isler bunlar. 
Bu pek cok global sirketin kasalarini burada tutmasina sebep oluyor. Bir nevi Karayiplerin Isvicresi diyebiliriz.

Burada en cok goreceginiz iki seyden biri para transfer merkezleridir.
biri burda
2. 
Ayni bolge (George town'da) birbirine 5 dakika otede tam 3 tane para transfer merkezi.

Karsiya dikkatli bakin 4. de karsida
2. en cok goreceginiz sey bankalardir. 
Oyle ya; ulkeye giren para bir sekilde sisteme islenmeli
Bakiniz yukarida kocaman bir HSBC

Assagida Trident Trust
Vee banka binasinda avukatlik burosu da var.
Her neyse, adada kac para transfer kac banka oldugu gibi bilgileri google'dan da rahatlikla bulabilirsiniz.
Ayrica bu bankalarin ve buradaki tum sirketlerin karanlik islere karistigini da anlatmaya calismiyorum.
Aksine buyuk sirketlerin var olabilmek icin, bazi ulkelerdeki acimasiz vergilerden kacmasini olagandir.
 Fakat temiz islerin yaninda, kirlilerinde temizlenmesine uygun bir ortam oldugu da asikar demek istiyorum. 
Bir de bu goze sokma, elini kolunu sallaya sallaya herseyi yapma hali biraz rahatsiz edici. En azindan sahsim adina beni rahatsiz ediyor. 

Umarim ada en kisa zamanda seffaflasir. 
Zaten bu konuda uluslar arasi arenadaadimlarin atildigini da biliyorum. Ne kadar etkili olacagini hep beraber gorecegiz.

Bu ada luks tuketim sevenler icin tam bir cennet!
Cunku ABSOLUTELY TAX FREE!
yani
kesinlikle vergi yok!

Tabiki vergi yok dediysem bedava degil
ama
$50,000lik bir takinin versinin Amerikada $10,000 civari oldugunu dusunursek bu muhtesem bir indirim.

Peki nereden almali? 

Bottan indiginiz yerde sizi kirmizi catili binalar karsilayacak.
Bu binalar kaba tabirle adanin anasini aglatan Kirk ailesine ait.
Pek cok kisinin tavsiyelerinden ve daha onceki deneyimlerimden yola cikarak kesinlikle buradan almanizin en iyisi olacagini soyleyebilirim.
Aksi taktirde altininizin altin, gumusunuzun gumus, pirlantanizin pirlanta oldugundan emin olmaniz pek mumkun degil.

Onun disinda adalilar, adadakiler ne yapar derseniz,

Kirk ailesinin isletmelerinde, bankalarda dusuk seviyelerde ve yeterince cesaretli olanlari kucuk tezgahlarda turistlere bir seyler satmaya calisir.
Tipki bu tezgahlar gibi uzerinde tentesi olan tezgahlardir bunlar
El yapimi hediyelik esyalar var. 
Minik evimi tika basa doldurmamak adina goz gezdirip gecsemde begendigim pek cok sey oldugunu inkar edemeyecegim.
Ada'daki yogun Ingiliz etkisini her yerde goruyoruz.
Zaten paralarinin uzerinde Kralice Elizabet var.

Daha ne olsun?
Derken,  bir sey daha olabilir

Farkedeceginiz uzere arabalar yolun ters tarafinda

Degisen durumlara kolay adapte olabilen biri olmama ragmen bu terslik haline, alisamadim. 
Hep bir gariplik hissettim.
Yerlilerin bindigi arabalarla, yerlesimcilerin arasindaki fark da zannediyorum hemen goze carpan gercekler arasinda.
Ayni sey evler icinde gecerli. 
Yerliler en fazla bu evlerde oturabilirken yerlesimciler...
neyse o kisima birazdan gelecegiz.
Onlar buralara coook uzaklarda oturuyorlar.
Ada da benzin genel anlamda pahali.
Venezuella'ya bu kadar yakin olmasina ragmen, bu kadar pahali olmasi cok tuhaf degil mi?
Her yerde oldugu gibi burada da subway vardi.
Sokaklarda tavuklar falan...
Hatta kertenkeleler

Her tur hayvan, haserattan korkan bunyem, tabiki bunlardan da hic haz etmedi.
Bu kadar ceneden sonra, adanin esas gorulmesi gereken yerine, 7 mil kumsalina geliyoruz. 
Ilik, turkuaz rengi sulari, bembeyaz pudra sekeri kumuyla kalbimi calan sahil
Tertemiz bir deniz, oyle berrak oyle guzel
Karayipler denince ilk akla gelen su ici kafesi.
Gidip oturmadik ama vakit ve uygun arkadaslarla orada biraz takilmayi cok isterdim.
Bir ara disaridan gelen yerlesimcilerin oturdugu yerlerden soz etmistim degil mi?
Iste bunlar onlar.
Ve evet bu bir ev, otel falan degil ve tamami tek kisiye yada aileye ait. 
Bahsetmeye calistigim tezat buydu iste.


Her seye ragmen fiyatlar suurluydu.
Turist kaziklamaya merakli ulkeme selam olsun
Gitme zamani geldigine en uzuldugum yerlerden biri burasi oldu

Viking gemisi bize hoscakal dedi.
Donus feribotuna binip gemiye gecerken adaya tekrar baktim ve o an bile donmek icin sabirsizlandigimi hissettim.



Monday, October 27, 2014

Viking Tales {Jennie Hall}~

@ 7:19 PM 0 comments


Kuzey Avrupa mitolojisi ve Vikinglerin yasam tarzina ilgim oldugu icin cok hevesle indirmis ama bir turlu firsat bulup okuyamamistim. 
Bu kadar sairane, akici bir dille yazildigini bilsem asla bu kadar beklemezdim.

Basit kelimelerle yazildigi icin ingilizcesini gelistirmek isteyenlerin okuyabilecegi hos bir kitap.
Okumak isterseniz, buradan ucretsiz olarak indirebilirsiniz.

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review