Navy pier'in oralarda cocuklarin icinde hoplayip ziplayabilecegi fiskiye yapmislar. Cocuklar icin yapmislar tabi ama hava cok sicakti ve bizde iyi islandic ama cok eglendik
Haftanin bazi gunleri vegan ve vegetarian ogunler hazirliyorum. Trader Joe sagolsun, doyurucu ve lezzetli vegan urunlere ulasmak hic zor olmuyor. Tumuyle etobur canlilar olmamiza ragmen hic et aramiyoruz
Antika araba sevdigim dogrudur.
pokemon go'ya tam gaz devm
Hava guzel oldugu icin aksamlari nadiren evde oluyoruz ama evdeysek belgesel izlemeye devam :)
Dunyanin cesitli yerlerinden ornekleyerek sel, ve kurakligi anlatiyordu, begendik.
Boncuk'un yeni botlari.
Ninja Turtles :)
Snapchat filterelerine hastayim.
Instagram'ada benzer bir ozellik geldi ama kullanacagimi sanmiyorum. Snapchat cok daha guzel ve samimi.
O yuzden cafelere giderken hep yanima kitap aliyorum.
Sonunda ilk Pikachu'mu yakaladim.
Gucsuz bir Pikachu ama yinede yakaladim yani :)
Pokémon savaslarina katildim ve kazandim Bir gym'i mintikam olarak ilan ettim :)
Ilk defa bir oyun bu kadar hosuma gitti diyebilirim
Cok basit ama cok eglenceli.
Tek kusuru his batarya dostu degil. Yanimda hep battery port tasimak zorunda kaliyorum.
Bu hafta hava cok cok sicakti ama arada aniden cok ciddi firtinalar cikti ve hem islatti hem korkuttu.
Yinede ne kumsalda guneslenmemize ne de piknik yapmamiza engel olmadi.
Kirk yilda bir Boncuk Turk tarihini merak etti. Onda da yalan yanlis bilgiler veren bir vidyo cikti karsisina.
Lutfen, bu vidyo'ya gidin ve yorum yapin. Hem darbeyi ovuyor hemde Turkleri karaliyor.
Snapchat ve Ig'den de soyledim ama cok etkili olmadi.
Evet, internet cok karisik, corba gibi bir ortam ama
"Turkiye politik tarihi" diye arama yaptiginizda ilk karsimiza cikan vidyo bu olmamali.
Nordstrom anniversary sale vardi. Gittim baktim ama pek bir sey yoktu. Bir tek bu ayakkabilar biraz hosuma gitti ama ayagimda hayal ettigim gibi gozukmedi.
Genellikle begendigim seyler pek indirime girmemisti.ama Zara'daki indirim gercekten efsaneydi.
Gerci ben her zamanki gibi indirim diye gidip, sezon'dan daha fazla sey alip ciktim ama olsun. :)
Hayat fasist site yonetimine ragmen mutlu olabilmektir bazen.
Balkonlarin kapatilmasinin nedeni guvenlik ve tedbir amacli, her hangi bir suc teskil etmiyor fakat cok demokratik(!) ve gelismis (!) bir ulkede yasadigimiz icin bunu nezaketle degil komsularin bir birini ihbar etmesi yontemiyle halletmeyi tercih ediyor cok sevgili site yonetimimiz.
Ve cok sevgili (!) Amerikali komsularimiz sevmiyorsaniz gidin! kimse size burada zorla tutmuyor! demeyi, biraz daha medeni olmaya tercih ediyor.
Ya sev ya terketci hasta zihniyet beynimi uyusturuyor.
Ama hayat devam ediyor ve biz kapimizi kapatip tum fasizan uygulamalara ragmen mutlu olmaya calisiyoruz. Guzel bir kahvaltinin mutlulukla bir alakasi kesinlikle var.
Avrupa kupasi macinda tuttugum takimin kazanmasi
Boncugun lahmacun askinin :)
-girmiyoruz genclerin arasina, sevmisler bir birlerini-
Yada yuzen ordek yavrularini izlemeninde oyle.
Fakat darbenin asla alakasi yok.
Okudugum pek cok darbe analizinden, iyi olanlarindan biri.
Goruslerin tumune katilmiyorum ama okumaya deger oldugu gorusundeyim.
Ne diyordum, hayat devam ediyor. Onemli bir takim paketler geliyor.
Aksam yuruyuselerine devam
Hava sicak diye makyaj yapmiyorum yada az yapiyorum.
Flitre de mi kullanmayayim yani?
Aksami sahilde ettik. Iyi de ettik :)
Balkonumuz fasistler tarafindan kapatildiysa, biz de parka gideriz.
Parkta piknik yapariz. Onu da engelleyemezler ya!
Bu arada, tam bunu dusunmustuk ki, New York Times'in cok degerli (!) kose yazarlarindan biri insanlarin sokaga cikip pokemon go oynayarak yuruyus yapmalarini, piknik yapip pokemon savaslarina katilmalarinin, o arada kaynasip sohbet etmelerinin ne kadar yanlis, ne kadar guvenligi tehdit edici olduguna dair bir yazisini okudum. Sonra da bu insanlar neden obez? Neden acaba?
Guvenligi saglayamayacaklarsa state taxlerimiz nereye gidiyor?
Polisi niye gorevde tutuyoruz?
Alti ustu piknik yapan insanlari korumak ne kadar zor olabilir?
Son donemde daha az kitap okumaya basladim ve bu durumdan hic memnun degilim. Ne kadar cok isim olursa olsun bir araya SIKIStirabilmek istiyorum. Kindle'im varken oyle yapiyordum ama print kitapla bunu yapmam pek mumkun olmuyor. Cunku kucuk canta seviyorum ve kitaplar cantaya sigmiyor yada cok agir geldigi icin tasimak istemiyorum. Guya elimdeki print kitaplari bitirip oyle kidle alacaktim ama print kitaplara hiz verecegime, okumayi tumden yavaslattim. Hic cool degil!!!Sanirim en kisa zamanda bir kindle edinmenin zamani geldi, geciyor.
Neyse, bugun bahsedecegim kitabi aslinda gecen sene Florida'ya ucarken okudum ama sitenin kutuphanesine indirmeden bahsetmek istiyorum.
Bu kitabin icerisinde iki kitap var. Ikiside iki ayri kitap olarak daha once basilmis ve sonradan ikili halde tekrar basilmis. ilkinin adi All things considered, digerinin Almost paradise
Ikisi hakkinda kisisel gorusum ise ikisininde af buyurun bir birinden gereksiz oldugu yonnunde. Evet abartmiyorum. Hakikaten gereksiz. Insana bir halt ogretmeyecek, erkek egosunu, bir kadinin ne kadar iyi bir durumda olursa olsun erkege ihtiyaci(!) oldugunun altini cizen kitaplar. Ozellikle 2. kitabinn bir Kadin tarafindan yazilgina inanamadim. O zaman niye okudun derseniz, canim SIKILdigi icin okudum. Yoldaydim, yapacak ve okuyacak baska hic bir sey yoktu. Zaten koltuklarda minnacik, klostrofobik bir ortamda fazlasiyla daralmisim.O sebepten okudum yani.
Peki hic mi olumlu tarafi yok?
Bu kitaplarin tek olumlu tarafi gunluk dildeki ingilizceyi cok iyi kullanmasi diyebilirim.Bana hic bir sey katmasa da gunluk dilde SIKINti yasayanlara faydasinin olacagi kanaatindeyim.