Amerikan televizyonuna geldigimden beri alisamadim. Dahada alisabilecegimi sanmiyorum. 1-2 tane Tv show'u disinda hic bir Tv programini sevemedim. O yuzden canim SIKILDIginda youtube vidyolari izliyorum.
Ece Temelkuran'i ne kadar sevdigimi zaten biliyorsunuzdur. Eskiden gazete yazilarini okurdum. Simdide kitaplarini okuyorum.
Bir gun yine canim SIKILmisti ve Ece Temelkuran'i izlemek istiyordum. Ararken, kentler ve golgeler programina rastladim (izlemek isterseniz burada) Sonrasinda o programinda hemen hemen tum bolumlerini bayilarak izledim.
Neyse, orada Ece Temelkuran Amin Maalouf'u anlatiyordu.Cok etkilendim ve gecen sene tatile gitmeden hemen once tatilde okumak icin bir kitabini siparis ettim.
90'larda yazilmis bir kitap ve aslinda kitapta gecenler (on gorulenler) bir kac yil once uzak doguda yasandi. Hatta hala da yasanmaya devam ediyor.
Edebi anlamda muhtesem. Amin Maalouf'un nasil olupta hala Nobel almadigina hayret ediyorum.
Gel gelelim, ucakta okumaya uygun hafif bir kitap degil. Ucakta basladim, tatilde tekrar denedim ama olmadi. En sonunda Chrismas tatilinden sonra kafamin net oldugu bir gun basladim ve anlayarak okudum. Nispeten ince bir kitap olmasina ragmen gunde en fazla 10 sayfa okuyabildigim icin yavas ilerledi.
Ozellikle GRE ve GMAT gibi standard sinavlara hazirlananlara tavsiye ederim. Sozlukten yardim alarak, ve sindirerek okundugunda cok sey ogrenilebilecek bir kitap.