Tuesday, August 11, 2015

St Lucia~

@ 9:35 AM 0 comments
 Her gemi seyahatindeki duraklarimizda oldugu gibi bu duragimizdada sabahin erken saatlerinde beraberimizdeki 3 gemiyle beraber demir attik.
 
Bu arada evet, denizde yalniz degiliz. Ufukta hep karayi gormesekte hemen hemen her zaman baska gemiler goruyoruz. Nedense gemi seyahati yapmaya baslamadan once boyle olacagini hic dusunmemistim. Okyanusta daha yalniz oluruz gibi geliyordu.
 
bu iki guzel manzara esliginde kahvaltimizi yaptik, kahvelerimizi ictik.
Gemide odalara dagitilan "bu adada ne yapilir? Nereler gorulmelidir?" sayfasini gozden gecirip degerlendirmelerimizi yaptik.
Odaya inip gun icerisinde isimize yarayacak mayo, gunes kremi, kimlik vs. alip daha fazla vakit kaybetmeden karaya ayak bastik.
Adalarda tropical iklim nedeniyle hava tamamen sansa bagli.
Biz cok sansli degildik, hava cok ruzgarli ve yagmurluydu.
Hem istedigimiz gibi eglenemedik, hemde bu kadar fotografik bir yerde fotograf kalitesi istedigimin cok altinda oldu.  
O nedenle normalde yapmadigim halde bu defa fotograflar uzerinde mecburi bagzi degisiklikler yapmak zorunda kaldim.
Yinede aslina olabildigince sadik kalmaya calistigima emin olabilirsiniz.
Cruise gemilerinin demir attigi limanlarin etrafinda belirli bir para karsiliginda yolculari gezdirmeyi bekleyen turlar veya taksiciler genellikle olur.
Bu turlar gemide satilan turlarin %30-40 arasi daha uygun fiyatli olur ve gozlemledigim kadariyla genellikle daha genc ve cocuksuz insanlar katilir. Yaslilar ve kucuk cocuklular sanirim daha kolaylarina geldigi icin gemi icinde satilan turlari tercih ediyorlar.
Cogu zaman oldugu gibi bu seferde limanda satilan turlardan birine dahil olduk.
Yalniz bu defa bir farkla
taksi degil, taka turu :)
Evet cruise gemisinden indik ve taka turu aldik.
Icimizde nasil bir deniz sevgisi varsa artik :P
 
Bu kararda tabiki adanin cok daglik olmasi, yollarin cok uygun olmamasi gibi pratik sebepler cok daha etkili oldu.
Taka gemi gibi degil, cok sallandigi icin ve benim midem hassas oldugu icin her zaman cok iyi hissetmedim ama yinede iyi oldugu.
Kiyi seridini buyuk olcude gormus olduk.


Pek cok kisiye/aileye ozel sahil vardi.
Insanlarin tek baslarina yada sadece aileleriyle bir koyda nasil rahat ettiklerini anlamasamda, bu da bir zevk demekki diye dusundum. 
Bizim ilk duraklarimiz volkan ve selale olacakti.
O yuzden durmadik.
Zaten havada cok muthis degildi. Isabetli bir karar oldugunu zaman bize kanitladi.
Hava guzel olsaydida sahilde gunesin altinda hic kalkmamacasina yatar miydim acaba?
 
Hic sanmiyorum.
Asla o tarz bir insan degilim. En sevdigim yerde bile bir muddet sonra fenalik basiyor. Yaradilisim boyle. Neyseki sevgilimde oyle biri degil, neyseki bir birimizi bulmusuz.
Umdugumuzdan uzun bir deniz yolculugundan sonra adanin limandan sonraki digger merkezine vardik.
Oradan dolmuslara dolusup volcana gittik.
 
Volkanlar fazla yaklasildiginda ve tedbir alinmadiginda oldukca tehlikeli de olsa, gormeyi ve izlemeyi sevdigim bir doga olayi.
 
O sicakligi hissetmek, cikan gazlar falan
Hos seyler bunlar...

Turlu cesit agac vardi.
Hepsininde uzerine minik tabelalarla ne oldugunu yazmislar.
Iyide etmisler.
Mango, avocado gibi tropical meyvalari cok severim ama yapraginin seklini bilmezdim.
Bu sayede ogrendim.
Volkandan sonra yine dolmuslarla kisa yolculuk yapip selaleye ulastik.
Sizinde az cok bildiginiz gibi Karayip adalarinin hatiri sorulur bir kismini gordum.
Gormedigim sadece guneyde bir kac ada kaldi. Onlara da bu Thanks Giving'de gidecegiz kismetse.
Guneydekileri bilmiyorum ama Karayip denizinin kuzey, dogu ve batisindaki adalar arasinda en yesili kesinlikle St Lucia diyebilirim.
Populeritesininde bundan kaynaklanigi kanaatindeyim.
Selalerin en buyugu arkamizda gordugunuz arkadas.
Yani oyle icinde yuzulebilen kocaman bir sey degildi.
Ufak capli bir hayal kirikligina ugradigimi itiraf etmeliyim.
 
Ve tabiki gunesten istakoza donen biz :)

Selaleri de gordugumuze gore tekrar takamiza binip bu defa sahile guneslenmeye gidebiliriz.

Sahil, guneslenmemi demistim?
Birden bir bulut geldi ve hava oyle bir karardi ki fotografi gorulur hale getirmek icin beyaza boyamak zorunda kalacak hale geldim.
Ayrica cok ruzgarli ve denizde tasliydi zaten.
Begenmedim ve oralarda denize karsi bir kafe bulup oturdum.
Ohh pek de iyi yaptim. Denize karsi kahve ictim. Keyif yaptim.
Tur takasi gemimiz demir almadan yaklasik 2 saat once bizi limana geri birakti.
Gemiye ugramadan direk sehir merkezinde gezdik.
Bir Burger King bulup Wireless internetini kullandik.
Sehir merkezi genel olarak boyle gozukuyor.
Her haliyle somurgecilik akiyor.
 
her taraf burger king, subway vs. dolu
bizim icin iyi olmasina iyi oldu. Internete baglanmis olduk ama kucucuk bir adada her kosede zincir magaza tuhaf bir sey. 
cogunlugu siyah olan bir yerde vitrinlerdeki cansiz mankenlerin beyaz olmasi da ayri bir tuhaflik.
 
tuhaflikta degil aslinda.
adini koyalim
bildigin somurgecilik iste
 
mesela su kamyonetin arkasindan karsidan karsiya gecen kizi goruyor musunuz?
Iste o somurgenin nasil aktiginin kanitlarindan yalnizca biri.
Tropikal bir ada devletinde ancak soguk iklimde giyildiginde rahat olabilecek bir okul uniformasiyla okula gitmek zorunda kalmak somurgenin en belirgin kanitlarindan biridir.
 
Yine de bu gorduklerimin en kotusu degildi. Daha fazlasini yine bu gezinin farkli bir limaninda gordum.
Onu da orayi anlatirken yazarim. 
 
 

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review